(*)
Bunca yaban el gezindim uğruna,
“Sen” yurduna gelmek nasip olmadı.
Sapladım hançeri nefsin böğrüne;
Yitti gücüm, delmek nasip olmadı…
Diyet aldım, yedi düvel salındım,
Mızrâb olup vücud üzre çalındım,
Benlik celsesinde hazır bulundum;
Dârı yedim, ilmek nasip olmadı…
Ün kazanıp, sükûneti sesledim,
Mundar oldum, kuzgunları besledim,
El yüzünde tebessüme rastladım;
Heves ettim, gülmek nasip olmadı…
Gonca gülü koklar iken çağında
Yitirdim ıtrını ayrık bağında,
Kulaçladım aşkı kul yüreğinde;
Deryasına dalmak nasip olmadı…
“Hu” sırrında gizli ettim virdimi;
“Hayy” diyene sundum gönül yurdumu,
Kurda kuşa açtım cihân derdimi,
Eşe dosta bölmek nasip olmadı…
“Gayb” olana Ebu Cehil kalarak,
“Müsa’de“nin uleması olarak;
”İlm-i tecelli”yi “anca” bilerek
Öteleri bilmek nasip olmadı…
Nur gölünde vebalimi çimdim de,
Haram yöne gözlerimi yumdum da,
Kahrın türlüsünü arza gömdüm de,
“Gök” derdimi silmek nasip olmadı…
Felek zerre pay vermedi “yazımdan”,
Ayrılmadı baharlarım güzümden,
Her sılada gurbet indi gözümden,
Vuslat içre kalmak nasip olmadı…
Resti görüp beni üttü benliğim,
Koyun emsal beni güttü benliğim,
Tuttu bana, beni sattı benliğim..!
Beni benden almak nasip olmadı…
“Doğan” ismi üzre âyândır suçum:
Taşınır yâd elden yâd ele göçüm!
Şerbetini yudumlayıp bir içim,
“Ölem” dedim, ölmek nasip olmadı…!
(*) Can Kırığından...
Barış DoğanKayıt Tarihi : 25.6.2009 00:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
-otuz insan yılı için