Nasıldır yağmalanmalar mevsiminde susmak

Necdet Arslan
1412

ŞİİR


92

TAKİPÇİ

Nasıldır yağmalanmalar mevsiminde susmak

oyalanırken kış yalnızlığıyla karşılaşıyorum
unutulan akşamlardan birindeymişim
birkaç kara imge uzanıyor tutkularıma
küsüm zamana tarih bakır rengi ve çocuksu

ötelerden dönüyor öykündüğüm ıssız kıyılara tekneler
ütüsüz perdeler ardına gizleniyor yoksunluklar
mezesiz yudumluyorum rakıları
çoğalıyor dilimdeki damağımdaki kanamalar

herkes masasına tutunmuş masalından uzak
derken uçmaktan yorgun düşüyor
pencere diplerine gece kuşları

bir şair sesleniyor içinden kendi dışına :
-ölülerin tanrısı olmaktan utanıyorum
yakın beni !
göz göze geliyorum kuyuya düşürdüğüm utancımla
yardım için ellerini uzatıyor
çarptığı küpeşteye yapışan hırçın dalgalar
bir bulut sancılanıyor şehrin üstünde
kış. gri ve düşünceli
ve şimdi kömür kokulu ipince aşıklarla dolu
ıssız sokaklar
bir vitrinde yalnızlıkları üzerine dertleşiyor kuklalar
birbirine zincirli darmadağın yolcularla dolu katarlar
ötelere taşımak üzere ayrılıyor gardan

hangi zamanın vahşi kimliğidir bu sürgün
tanımsız bir hiçlik içinde avuçlarımda kıvranarak
kendini arıyor serbest bırakılan şehir

oyalanırken kış yalnızlığıyla karşılaşıyorum
taşra akşamlarından birinde
tarih bakır rengi ve çocuksu
birkaç imge neyine güvenerek uzatıyor zamanı

kirli bir huysuzluk benimkisi
unutmuşum sesimin çocuksu yanlarını
umutsuzluk acısı düşmüş dilime belki kırgınım
kimseler derdest edemiyor içimdeki talanı…

Necdet Arslan
Kayıt Tarihi : 30.4.2025 20:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!