11-Şiirin kendi otantik aruz tipi, Ya da hece vezni gibi biçimsel yol eylem tutuşları benim önem atfettiğim bir eğilim değildir. Bunlar şiirin temel hareket noktası ve öğrenme ezber yapma gibi çok çok önemli işlevleri içerir. Önemseyip gereklide görüyorum. Ancak bunları da ehline yakıştırıyorum. Ben bu alana girdiğimde, kendi yazacaklarımı, dökülüyor gibi gelen fikir ve duygularımı kalıp oluşturmaları yaparken unutuyorum, kaybediyorum. Hayli emek istiyor.
12-Şiirde, kimi kullandığım sözcükler, benim kullandığım dağarcıkta değiller. Hatta anlamını dahi bilmekte zorlanıyorum. Ancak cümle oluşurken şaşılacak şey, dizeler ağzıma o biçim kelimelerle dökülüp geliyor. Demek bir zamanki öğrenmelerde bunları, hafıza kalıbı edinmiş olmalıyım. Depo hafızada perde gerisi çalışan bir sözcük olmalı ki, o anlatımıma kendisi eklenip geliyor. Bende yer yer Allah Allah bu neymiş, diyerek sözlüğe bakmak ve cümle ile uyuşup uyuşmadığını denetlemek zorunda kalıyorum. Görüyorum ki cümleyi daha da kuvvetlendiren kalıp kelimeler olmaktalar.
13-Çok yerde kuruluk, özne ve nesneyi, yani etken ve edilgeni, okura; okurun beyin faaliyeti ile tamamlatma, yöntemine gidildi. Okur yüklemin nesne ve öznesini, bir kez daha yer yer düşünmek zorunda kalıp duraksar. Böylece okur dikkati, konu boyunca dinamikliğe, zorlandı. Yani; olay parça tamamlama gibi, özne ve yüklemi zihinden birleştirip tamamlatma yeğlenmelerine kendi sınırlı beceri ve başarım oranında oluşturulabildiği kadarla, başvuruldu.
14-Konu tema gereği aşkı işliyor da olsa, bu ilkeler işletildi. Bunlar illa da böyle anlaşılacak diye de hiç zorlanmadı. Bu ilkelerin dışına düşer basit anlamalar zaten okumanın akışına zaruri hizmet için oluşturuldu. Ama yukarıdaki zorluklar yinede duraklı anlama okumaları ile bir okuru düşünmeye götürmesi gerekir. Bunlar özel amaçlarla bir üslup belirişidir.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta