Nasıl Yazdım 4 Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Nasıl Yazdım 4

11-Şiirin kendi otantik aruz tipi, Ya da hece vezni gibi biçimsel yol eylem tutuşları benim önem atfettiğim bir eğilim değildir. Bunlar şiirin temel hareket noktası ve öğrenme ezber yapma gibi çok çok önemli işlevleri içerir. Önemseyip gereklide görüyorum. Ancak bunları da ehline yakıştırıyorum. Ben bu alana girdiğimde, kendi yazacaklarımı, dökülüyor gibi gelen fikir ve duygularımı kalıp oluşturmaları yaparken unutuyorum, kaybediyorum. Hayli emek istiyor.

12-Şiirde, kimi kullandığım sözcükler, benim kullandığım dağarcıkta değiller. Hatta anlamını dahi bilmekte zorlanıyorum. Ancak cümle oluşurken şaşılacak şey, dizeler ağzıma o biçim kelimelerle dökülüp geliyor. Demek bir zamanki öğrenmelerde bunları, hafıza kalıbı edinmiş olmalıyım. Depo hafızada perde gerisi çalışan bir sözcük olmalı ki, o anlatımıma kendisi eklenip geliyor. Bende yer yer Allah Allah bu neymiş, diyerek sözlüğe bakmak ve cümle ile uyuşup uyuşmadığını denetlemek zorunda kalıyorum. Görüyorum ki cümleyi daha da kuvvetlendiren kalıp kelimeler olmaktalar.

13-Çok yerde kuruluk, özne ve nesneyi, yani etken ve edilgeni, okura; okurun beyin faaliyeti ile tamamlatma, yöntemine gidildi. Okur yüklemin nesne ve öznesini, bir kez daha yer yer düşünmek zorunda kalıp duraksar. Böylece okur dikkati, konu boyunca dinamikliğe, zorlandı. Yani; olay parça tamamlama gibi, özne ve yüklemi zihinden birleştirip tamamlatma yeğlenmelerine kendi sınırlı beceri ve başarım oranında oluşturulabildiği kadarla, başvuruldu.

14-Konu tema gereği aşkı işliyor da olsa, bu ilkeler işletildi. Bunlar illa da böyle anlaşılacak diye de hiç zorlanmadı. Bu ilkelerin dışına düşer basit anlamalar zaten okumanın akışına zaruri hizmet için oluşturuldu. Ama yukarıdaki zorluklar yinede duraklı anlama okumaları ile bir okuru düşünmeye götürmesi gerekir. Bunlar özel amaçlarla bir üslup belirişidir.

15-Bazen şiirin mısrası anlam yaratmaz gibisine, okuru, durup tane tane, okumaya zorlar. Bu ilke beninim özellikle, okuru alışma yapan düz cümlelerin rehavetinden; bir okur emeği enerji sarfı ile anlam mantalitesi, düzenliliği oluşturtmak, gayretimdendir.

Örnek; Tam yaşayacakken, ökse yemiş, kelebeğin ağı: “” Kaderi (yaşamı) ,kelebeğin tuzağı olmuş””. Okur bu ve buna benzer anlamlanmayı kendi çıkarıp düşünme yapmalı. Hiç değilse kimi okur, yalın anlamlardan, yeni anlama cümlesi kurabilmelidir. Örneğin: yalın anlamla, “ökse, kuş avında kullanılan yapıştırıcı bir macun tuzaktır”. Tamda yaşayacakken yaşama sarılıp, yaşama hevesle tutunurken, bu tutunuş kelebeğe (yaşama) ağı (kader tuzağı) olmuştur.

16-Tüm şiirler, kuşkusuz bütün şairlerin şiiri gibi, ölçü ya da ölçüsüz kalıp, serbest oluşma ve serbest konulu sanal oluşumlar taşıyan varımlar la; klasik, olmazsa olmaz türden bir yazımla gerçeklenmeye gayret edildi.

Şunu açık yüreklilikle ve her gerek durumda söylüyorum. Ben şair ve yazar değilim. Amatör bir özentiyim belki de.

Yalnız çalışmalarımın hepsi, yukarıdaki olağan oluşturuşların dışında bir disiplinler anlayış ve bilim felsefesi mantığına oturtuldu. Hatta bu konularda yer yer iddia ve çıkarsamaya varan söylemler oluşturduğum kanısındayım. Tüm şiirlerim 3. açıklamadaki tavırları az çok taşımak zorundaydı. Okurun zorlanma takılmaları bu tavra yabancı olmaktan kaynaklanacak olsa gerektir. Bir Atatürk ve Cumhuriyet şiirimi dahi, bu mantığın dışında okuduğunuz zaman anlamsızlaşır.

17-Bir şiiri, yazarken Türkçe sözcük yeğlemek ya da eski sözcüklerden kaçınmak gibi fobim olmadı. En yalın Türkçe gerektiren cümlelerimde oldu, bilimsel terimleri ve felsefesel terimleri eski dil anlam kalıplı sözcükleri de kullanmaktan hiç tereddüt etmedim. Bir okur ve yazar da hinlik içermeyen üsluplarla, yeni durumlara da, açık olmalıdır.

Siz, bilimi ve teknolojiyi üretmemişseniz, kültürünüzü masal ve mitoloji diliyle inşa etmeye devam edersiniz. Bilim felsefesi diliniz az gelişir. Çalışmalarınızda bu yön açılımlı, farklı bir kulvarsa, sözgelimi; bifurkasyon da diyeceksiniz, pikselde diyeceksiniz. Yine, kaos yerine düzensizlik dediğiniz zaman, o anlatımınız okurun gündelik anlamaları ile sıfıra inmiştir. Oysa okur, kaosu araştırırken günlük kulvarından farklılaştığını görüp çalışmanızı daha bir tutku ile irdeleyecektir. Buda okurun kendi ilgileniş tarzının seçiciliğidir.

Aksi halde bilimi ve bilim felsefesini oluşturamazsınız. 300 kelime hafızalı, günlük iletişimi kullanırsınız. Bununda bir yere gideceği yoktur. Dilinizde bilmem kaç tane on bin kelime olursa olsun, bilim felsefesi ve teknoloji ifade etmek zorundasınız. Benim sevi şiirlerim dahi, bu yöntemin dışında kalamaz. Ama çok şairin de, bu türden, böylesi bir dil kullanımına ihtiyacının olmayacağı da açıktır. Burada da, duru Türkçe elbette ve kesin kes yeğlenmelidir. Bazen de düşünme odaklandırması yapmak için de, az kullanılan eski dil yeğlenebilmektedir.

18-Bize şiirlerde düşer
Avret yerlerin örtmek
Bir izdir bulunmaz yarası
Sürecek

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 30.3.2010 15:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya