Nasıl Yazdım 3 Şiiri - Bayram Kaya

Nasıl Yazdım 3

A-Öyle durumlar içinde oluruz ki, çıkarlarımız için, konumumuzun rahatlığından, akılları şaşırtan, aklı uzak kılıcı, akılları hedeften saptıran iki yüzlülükler var eden hileler oluştururuz. Hayatın böyle inşaları yok mu? (Eyyamı çıkarsamada; Riya rahatlıkken. Yılansıma gafleti; Bahanesi ile şahane)

B-“Kandırmanın, ikiyüzlü olmaların, vereceği rahatlıkla günü gün etmek kurnazlığımız; algıların korku olarak harekete geçirilmesi ile bir krallık süren yaşam olmaktadır.” Buradaki, Yılansıma gafleti: “”Bana dokunmayan yılan bin yaşasın”” ya da “” Denize düşen yılana sarılır “” algısal sözüne bir göndermedir. Çünkü bu tür söylemler, sırasında ve yerine göre, çıkar üretmenin eyyamcılığına çok uygundurlar. Şahane, şahlara krallara layık oluştur.

C-Demokratik sorunlarda kaçınmalarımızın ekseninde; ” Bana dokunulmasında, gerisi önemli değil”” zihniyetinin var olduğu, toplumdaki olaylara yabancı kalıcı bir gafletlik bahanesi gibi bir cahil rahatlığı içinde oluruz. Bu sanki genelin görkemli yaşamı gibi, addedilir denmekte.”

Burada eyyam; gün- günler olup “eyyamı çıkarsamada” söz grubunda da, “günü gün edişin çıkarcılığı” “faydacılığı” “bencilliği” “oportünizmi” vardır. Elbette ki kişinin kendini yalnızlaşıp, genel yarara katılmayıp, genel olup bitişe, yalnızlığın dıştan bakışı da vardır.

3- Çalışmalarım olabildiğince, bilirliğin değil, ama genel bilim felsefesi ilkeleri içinde akılda tutulanın yer yer çarpıtılarak, ruhunun gözetildiği, genel tema değinimi ile eytişimcilik, kaos ve evrimcilik felsefesi mantığı içinde, yazılma gayretiyle oluşturuldu. Bunların bana göre kaynaştırırı yapıldı. Sözcükler buralardaki anlamlarla izafe yorumlanırsa belki anlama ve tartışma sağlar. Hangi çalışmalar böyle denirse cevap vermem.

4- Tabi bu tür derinleşmenin gözetimi varken, zahirdeki açık anlatımda şüphesiz ki tutulan bir yoldu.

5- Lirik şiir gibi, ama duygu yönü olmayan, öğretici şiir gibi ama öğütçü durmayan, geçmişli, şimdili, gelecek içermeli tarih silik verildi. Kimi dem, lirik ama tam epik değil gibi temalardan içer timli bir yararlanıcı yan yön yönelim oluşturuldu. Fikri düşünce kurma, kurgulama, ya da bilim tanı ve tema değinirli, duygular belirtişlidir, kimi çalışmalarım.

6-Edebiyat, güzel yazın, betimleme, eğitim, öğretim, bir yol tutuş, bir anlatım uzluğu olduğu gibi, şiir bana göre, minicik bir anlatmayla, okur yetilerini devasa edebilecek bir araç yoldu. Bu gayret ve heveslerle çalışmalarım daha çok motifleştirildi. Bu akılla duygunun var edilmesi biçimindedir. Sadece duygusal coşma hedefine, odaklanılmadı. Benin için zor olanda buydu.

7-Şiir yer yer imitasyon sanatıdır. Bu bir benzeri taklitten çok, tasavvur olunan hayali çekimlerin imitasyonudur. Daha çok şairin kafasındadır. Bunun somut araçları, kendinden önceki karşılaştığı envanterlerin bir bileşkesinden şekillenir.

8-Bu imitasyon nedeni iledir ki şair, hem açıkçadır, hem de yer yer ve kimi dem müphem ve anlaşılmazdır. Cümle kurguları da anlaşılmazdır. Çünkü o anki öznel duygusal gerilimin boşalmasından, okur için anlamsız olan, o cümleler dökülmüştür. İşin en zor badaslı yanı burasıdır. Örneğin “”Düş girim”” anlatısı gibi. Hani sonuç alınamayacak çabalarla, beyhude olduğunu bildiğiniz ümitsizlikten ümit yaratır olmanızdır. Bir tür beyhudelikle iç yalvaran bir aranmalarla, dikkatlice bile bakmayıp, öylesine bir bir kapı açar, kapı kapar, avare arayışlardır. O işten umudunuz kesik ve geçmişsinizdir. Ama her davranışla o işi gözetir takınmalarınızla odalara bakarsınız ya, işte düşüncenin de bu tür daldan dala, hayallere girip çıkan patinajıdır. Bu gibi bir anlatımın kurgusuyla dökülüp ifadelendi. Yoksa özel bir gayretle düşünüşte buna ne anlam vereyim diye oluşturulmadı. Bu sadece o anki akıl geçimlerini, bir yanı ile ifadeler.

9-Elbette şiir açık ve duru olabildiği gibi, anlaşılmaz da olabilmekte. Kimi dem çalışmalar bu iki hali bir tek çalışmada tek tek gösterebileceği gibi, belli oranda, bunların karışımını da kullandı. İstediğine istediği kadar ağırlık vererek, bunu yapar. Zaten bura şairin kendi ruh düşün zirvesidir.

10-Anlaşılmaz olmak için şiir yazılmaz. Şiir anlaşılmaz da değildir. Ancak “güttüğünüz domuzun huyunu bilmemekten” kaynaklanan bir anlaşılmazlıktır. Yâda FM (ef em) bandı olmayan radyoyu FM bandına ayarlanmaya zorlanması gibi bir şey. İlgi alaka temelli olmayan doku ve frekans uyuşmazlığı söz konusu olabilmektedir. Siz, anlaşılır olduğunuzu akıtarak yazmışsınıdır. Ve yine siz şairi olarak şiiri okuduğunuzda her şey ayan beyandır. Ancak bu okurda bambaşka müthiş bir estetiksel kurgu ve kaygı da şekiller. Ya da bıktırıcı olan bir okumaktan, vaz geçmeyi de tutumlaşır. Zaten sizde diğer şairleri bu algılarla okur ve yorumlarsınız. Burada önemli olan sizin ve şairin olabildiğince güncelliğidir. Güncelden ne kadar haberdar olduğunuzdur.

Şairin paradoksu da şuradadır: İşin tuhafı şudur, şaire ayan beyan olan eseri, okurun anladığı gibi konuyu anlamak da, şair için anlaşılmazdır. Yani bütün olarak (okur şair paradoksu olarak) şiir anlaşılmazdır. Parça olarak şiir, okurunca başka, şairince başka, anlamlarda olmayla içkin paradoksludur. Bu yüzden duru şiirden, karmaşıklaşan (paradokslaşan) şiire geçmek, çok çok zordur. Şiirleri de bir türden tanımlamak zordur. Bu yüzden okurda bir türden olmamalıdır. Bir olanaklar mümkünlüğüdür. Bu yüzden, şiir bir seleksiyon işidir. Hem okurunu, hem şairini seçimleştirir.

Sürecek

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 30.3.2010 15:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya