Nasıl unuturdum ki seni,
Sen böyle benim önüm arkam sağım solumken.
Unutacağım yüzü bile hatırlamazken,
Gördüğüm herkesi sen sanıyorken.
Şaka mısın be kadın?
Olmadığın her gün biraz daha sıyırıyorken.
Nasıl unuturdum ki seni,
Dört mevsimin ikisi adını taşıyorken.
Dinlediğim her şarkıda adın geçiyorken, odam bile sen kokuyorken.
Kendini yerime koy arkadaşım!
Sen nasıl unuturdunki beni?
Son konuşmamızın çığlıkları bir melodi gibi kulağımda çınlıyorken,
Her gün kız kulesine gidip, zerre zerre seni denize döküyorken...
Nereden bilebilirdim ki;
Ben seni unutmak istedikçe,
Doğa kanunların bile ayağıma çelme takıp, sen kokan toprağı öptüreceğini.
Evet bilmezdim gecenin bir insanın yalnızlığını fırsat bilip onunla alay edeceğini,
Pencereden seni gösterip dışarı çıktığıda,
Karanlık, kör bir kuyuda maktulünü beklediğini nereden bilebilirdim ki? .
Sonra; odamın duvarında, suretinin belirip beni tir tir titreteceğini.
Olmayan sabahı iple değil, duayla çekeceğimi,
Bir daha hiç kimseyi sevemeyeceğimi nereden bilebilirdim ki? .
Bilemezdim sevgilim, seni sevmenin bana bu kadar kafayı yedirteceğini.
Elimde bir dal parçası, bir çakıl taşıyla oynuyorum şimdi,
Nereye sürüklesem, orada öylece benim onu almamı bekliyor.
Ulan diyorum bir taş parçası kadar olabilseydin keşke,
Hiç yoktan olman gereken yeri bilirdin, hatta bırakıp gitmezdin.
O yüzden severim bir çakıl taşını başının üstünde gezdiren toprağı.
Ben seni bir ömür kalbimde gezdirdim, sen bir gün bile sevmedin.
O yüzden severim seni, çünkü sen bana hiç gelmedin.
Sana açtı benliğim, sen dudağımdaki bizi öpmedin.
Görmedin, dünyayı avuçlarına sundum da bir gün olsun gülmedin.
Acaba ben mi seni sevemedim?
Yoksa sen mi insan olmak istemedin?
Bilemedim sevgilim...
|Kadir YILMAZ
Kadir YılmazKayıt Tarihi : 31.7.2011 16:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!