Nasıl tarif edeyim, bilemedim yar seni?
Dillerin pamuk şeker, dudağın bal sürünür...
Gonca güle nispettir yüzün, kaşın, gözlerin;
Kirpikler hare benzer, yanağın al sürünür…
Gidersin, ardın sıra bir gönül akar gider;
Gidişin beni sanki kor gibi yakar gider!
Sanki, bir insan değil bir peri çıkar gider;
Gidersin, ardın sıra taktığın şal sürünür…
Tebdil-i kıyafetsiz çıkma dışarı aman!
Seni görmesin kimse, görürse ahval yaman.
Gülzârın çiçekleri sana baktığı zaman;
Nergisin benzi solar, hasetten gül sürünür…
Seni görüp de gönül sevdan ile dolalı,
Aşkının ateşiyle sahralara dalalı,
Sen kara gözlü Leyla, ben Mecnunun olalı;
Peşinde benim ile dağ kopar, çöl sürünür…
Daha doymamış iken şu körpecik yaşıma,
Tuz ektin ekmeğime, zehir kattın aşıma!
Saran kimdir sanırsın bu sevdayı başıma,
Elden ne gelir söyle? Hak yazar, kul sürünür…
Şimdi bilmem nerdesin, bilmem hangi diyarda,
Hiç düşünmez misin ki zulüm vardır ağyarda?
Korkuyorum sevdiğim, biri sana kıyar da…
O nazik bedenine hoyratça el sürünür...
Biliyorum, bu ömür böyle sensiz geçecek;
Vuslatın badesini her dem eller içecek,
Kaan sensiz dünyadan bil ki garip göçecek,
Aşkın ile bu gönül bilmem kaç yıl sürünür…
Kaan YILDIZ
(15.9.2020)
Kayıt Tarihi : 15.9.2020 01:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!