Nasıl sorarım seni buluta, rüzgâra ve aya
Nasıl umut bağlarım gelecek zamana?
Bir tutam filiz kaldı elimde, o da soldu yolunda
Nasıl sorarım seni uçup giden kuşlara?
Elimde olmadı hiç sıcaklığın, seni ateşe nasıl sorarım?
Hiç bir sözcük teselli etmezken beni,
Harflere adını nasıl sorarım?
Ben bir dağlar kızı oldum, yarama derman mı ararım?
Dermanım yüreğimde gizli, tabibe ne sorarım?
Kızıl ot bitse de, düzen değişmiyor be gülüm
Güneş hiç batıdan doğmuyor.
Öyle bir akrep sokuşu ki bu; jilette bıçakta irini almıyor.
Kanım damarlarımda akarken sevdam pusulası olmuş,
Dilim adını anarken, yürek sana taparken,
Ben ele ne sorarım?
Geçirdi ömrümü yolunda bile bile, seve seve
Nasıl sorarım bu bir işkence mi diye?
Gülü sevresin de dikeni batınca yara verir mi tene?
Nasıl sorarım bu sevda bana dert mi diye?
Pişman değilim ey yâr seninle, sensiz geçen gençliğimden,
Pişman değilim ey yâr hasretinden yıllarca tükenmekten,
Ben böyle gönüllü sevdalın iken;
Nasıl sorarım kendime sevdan çile mi diye?
Kayıt Tarihi : 28.7.2009 00:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!