uzun yürüyüşün ardında ayaklarıma duran yorgunluk
hayatın üzerime bıraktığı tortu
gözlerimi kapıyor uykusuzluk
oysa ben güneşe sevdalı
geceye aşık iken
yıldızların tepemde kayışını izlemeden
ve güneşin göz bebeklerimi küçültmesindeki muhteşemliğini
hiçe sayarak
nasıl severim seni ben
ve nasıl isyan etmem yaşadığım günlere hissetmeden
imlasız uzun cümleler kurmaya çalışıyorum
nefesim yetmeden
ve yanlışlar üzerine yazılan sevda destanının
en ince ayrıntılarına beni yerleştiriyorum
kimse bilmeden
alnında boynuzu olan atım var
ve üzerimde gül yapraklarımdan zırhım
Bağdat’tan dönmeyen hatalarım
gülümsesem kış bastıracak
ağlasam kuraklık olacak
nasıl severim seni ben
üzerime sensiz günler devrilmeden
koca memeli kadın oluyor ince dalan yosmalar
ve ben şehrin en işlek caddesinde
kaçak sigara satan kıza aşık oluyorum
güya herkesin bildiğini fark etmeden
şakaklarımda beynimi yoran ağrı
cebimde kırılmış sigara eğilip bükülmekten
yine sinirlendim ben
bir deniz bulsam da tükürsem
ay suya düşmeden
sonra sığınsam isyana
nasıl severim seni ben
sövmelerime karşı
rüzgarın içinden gelen sesini dinlemeden
içimi acıtan çok şey var
toplamalıyım bir, bir dilenmeden
yalnızlığıma inat etrafımda binlerce ben
hangisi kalleş hangisi dost
neyin peşindeyim bilmeden
tükettiğim gururum geri gelmez
annem hakkını helal etmeden
nasıl severim seni ben
kendimi affetmeden
Kayıt Tarihi : 14.5.2007 19:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)