nasıl olduysa birden adımı unuttum
adını unuttuğum o sıcak şehirde
yıldız alacası yüzen bir zakkum
yanımda o hayal kız ikide birde
yolumu gözlerine bakıp bulduğum
sahi ben ne hırçın bir çocuktum
Çöle kıyısı olan kentlerin
limanları sıkıcı olur
kuş uçar gemi geçmez,
kervan zaman içinde.
böyle kentlerde insan
fırtına gibi sever,
Devamını Oku
limanları sıkıcı olur
kuş uçar gemi geçmez,
kervan zaman içinde.
böyle kentlerde insan
fırtına gibi sever,
rahmetli şairi bende saygıyla anıyorum ve diyiyorumki hayatın bize verdiği büyük cezalardan biri onun gibi bir şairden bizi mahrum etmesidir.
İŞTE ŞİİR...
SERAPA ŞİİR...
BU VESİLEYLE ÜSTADI BİR KEZ DAHA RAHMETLE VE SAYGIYLA ANIYORUM...
Sonun da kaliteli,iyi seçilmiş bir şiirle güzel bir 'günün şiiri' okuduk.Yazan her insanın emeği değerli elbette ama sorun milyonlarca şiir içinden en güzellerini sunmaksa daha duyarlı ve titiz davranılmalı..
Büyük şaiir A.İLHAN şiiri de harika.
Günün şiirlerine biraz kalite gelmeye başladı her halde...Teşekkürler..Saygılar
Harika demekten ve ustayı hayırlarla anmaktan başka yapacak hiç bir şeyim yok.Kutluyorum hayran olduğum şairi.
sahi ben ne hırçın bir çocuktum
ele avuca sığmaz aklı fikri şiirde
mısra mısra başımı belaya soktum
İzmir cezaevi dokuzyüz kırk bir'de
kaşla göz arası liseden kovuldum...
çünkü sen şiirdin!
şiir de sen...
Ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski istanbul mudur
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşam üstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun
Belki haziran'da mavi benekli çocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
belki yeşilköy'de uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
kötü rüzgâr saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içimsıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin
bizler de senin şiirlerine mecburuz bilemezsin Attila İLHAN!
ruhun şad olsun büyük üstat...
Umut...bizi elma şekeri tadında kandıran büyük yalancı... iyiki varsınnn
Bir umut bin umuda gebedir,
Binler derde amade gibidir.......
....Atilla İlhanı okumak her zaman güzeldir....
Saygılarımla.
Attila İlhan ( üstadın Anısına )
Kalem kırıldı, gerçekten.
Damlamıyor okka'dan mürekkep,
Çırpınıyor Akdeniz, Ege, Marmara, Karadeniz,
Gemiler sessiz, geceler karanlık,
Aydınlığa giden yolda bir meşale,
Bindiği gemide tutulduğu fırtınalar,
Adını koyamadığı sevgiler,
Seksen yıllık br çınarın gövdesinde,
Dalından kopan bir yaprak gibi,
Ansızın sessiz ve derinden,
Hayat denilen bindiği geminin güvertesinden,
Attığı nadide mendiller ve dikensiz güller,
Şairim güle güle,
kalbimizdeki yerin gibi, ahir dünyada cennettir yerin.
Saygılarımla......
Henüz o şiiri yazamayan şair:
Dr İbrahim Necati Günay
(www.ultrailan.com Şairin kişisel sitesi)
A Takımı Milenyum Şairler Grubu Kurucu Üyesi.
Üstad.Saygılar....
'inanmakta geç sevmekte çabuktum
bazen yaşadıklarım aklıma gelir de
kaç kere umutsuzluğun yolunu tuttum ....' Paylaşımı sağlayanlara teşekkürler.
Suna Doğanay
Bu şiir ile ilgili 29 tane yorum bulunmakta