Nasıl Geldik Nasıl Gidiyoruz

Yaşlı adamın kalbi durdu olduğu yere yığıldı.
Eli düştü elindeki kitap düştü yere öğlece.
Dünyası yıkıldı dünya başına üşüştü böylece.
Hastaneye kaldırdılar nasıl ölür soruşturdular.

Kitabı ve gözlüğü gibi tüm eşyasını aldılar.
Nüfustan kaydı tapudan malı mülkü her şeyi düştü.
Adını mezarlık aldı cesedi toprağa geçecek.
Düşüncesi çekilecek ruhu çıkacak insanlardan.

Güneş topla beni bak nur topu gibi bir bebek doğdu.
Ne an aramıza düştü onca insanın arasından
Annesinin rahmine. Yerli yerine nasıl oturdu.
Önce göbeği kesildi annesinden can bağı bitti.

Hastaneden belge alındı, nüfustan kimlik verildi.
Babası adını fısıldadı kulağına, annesi
Ninnisini söyledi ruhuna, zihni uyudu aklı
Çekildi. Dünya döndükçe evrenle bütünleşti ruhu.

İğne deliğinden geçip DNA dokunarak gelir.
Yer eler toprak olur bir nefes can boğaza gidilir.
Adam mezar ister bebek kucak ister, böylece geçer.
Bir iğne ağzı dünyayı yer kâinatı okur, dokur.

Doğum acı can tatlı ölümü güzel vuslat olacak
Ölürüm senin için bende doğururum senin için.
Çirkini kim ister her kes güzeli ister, iyi kötü
Bitene kadar başlasın savaş sonrası demokrasi.

Hayatı uzayda görsek bir kuyruklu yıldız misali.
İzlesek su nefes alsak hava hayat bitse topraktır.
Hayat içinde hayat manzara içinde bak bir bahçe.
Yaşlı adam yere yığılırken eseri alkışlanır.