neyi yaşamak istiyorsam
düşüyor notaları kemanın tellerine,
ne kadar farklı bir dokunuş
seni tanımak gibi.. ne kadar güzel,
sesler gecede yakamoz oynayışları gibi
kaç tat girer müziğin kıvrak ritmine şimdi.
ne kadar şanslıydım
kemanın tellerinden düşerken do ardından si
ıslık çalar gibi özgür oynayışları,
sakindi yine de göl,
sakindi sular ve sakindi ay vururken ışığını.
sormak için hiç de yorulmadım
eylül müydü ne, geldiğimin ilk haftası
yine de beyazlara bürünmüş yürüdüğüm sokaklar
telaş içinde akarken saatler
gün içine doluşmuş insanlar,
bir de siyah bira ve Strauss.
beyazlarından kar topu yaptım, sokaklarında
yuvarlanabilmek için akşamın saatlerine
si’ den sonra fa’ yı getirirdin özellikle.
sonra kaçışın, bisikletli kız kaçışın
kaçar gibiydi bir fotoğrafın içinden.
titremişti camlar, sordum yine de
rap rap sesleri arasında duyulurken yürüyüşlerim.
Berlin, yeşilin bir başka görünüyor Wannsee’ de,
o gemiler, gölün içinde nasıl da açmış ağızlarını.
mavi ve kırmızı ilk kez bu kadar farklı
bu kadar farklı kızın saçlarında,
Fransız mı, yoksa Türk mü, bilemem.
unutmuştu sigarasının dumanından teşekkür etmeyi.
dans edenler, siyah bira, bir de Strauss.
nasıl da özgür müziğin içinde notalar…
ıslık çalar gibiydi kemanın
ıslık çalar gibi üfler bir kızın kulağına
o kadar da güzel çalıyordun.
bir daha dokun duygularım,
soluk alışverişlerimiz kadar dokun yaşama
kaç tat girer müziğin kıvrak ritmine şimdi.
sakindi göl, vururken sularına ay….
Ekim, 2017
Refik YeşilKayıt Tarihi : 7.10.2017 21:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)