NASIL ANLATSAM O AYNALI YÜZÜ
kayıp adreslerin çocukları onlar
uzaklardan gelirler kör yollardan
ufak tefek adımlarla yürürler
üstüne tütün basarlar kabuklansın diye yaraları
kurt ulumalarını duyarım hâlâ
saçlarımı yolduğum akşamlardan kalma sızıyla
bedenime söz geçirip de tuttuğun şu hücrede
parça parça biçtiğindim, kendi saçlarımdan bildim
gözlerime yedirdiğin günleri tırnaklarımla temizledim
elektriğin izleri durur daha mememin ucunda
bilmem hangi dereden almış da gücünü
üzerimde deniyor kendini
öğrendiğimi anlatırsam bunları anama
inerdi dereye sopayla
bedenime biçtiğin bu kaçıncı elbise
şimdi giydiriyorsun ya yeniden
çıplak da çıkılmaz ki sokağa
olunca böylesi olmalı, medeni
yerli – yabancı gözler bakınır bilsen de bilmezsin
binlerce insan arasında yaşardım bu kentte
dillerini bilirdim onların, tanırdım da
hoş adamsın ve lâkin!
arkasından çalı çırpı siler mi ayak izlerini
kül renkli yüzler geldiler düşe kalka
üst baş yırtılmış, yanakları erimiş acıdan
saç sakala bulaşmış o tozlu yollarda
gözleri yarı açık, hüzünlerini örttüler alnıma
eyy lengerli şapka, medeniyetin çirkin kopyası
seni, sen gibi bilirler kim takar ki seni
dil bilmez naz bilmez bir sal gibi ayarsız
bol geldi bunca esmer kafaya
yüzlerce insan yalandı kaş altından
memeye saldırınca bir bebek, olup bitenden habersiz
kar – kış dinlemedi yokluğum göğsünü açınca annesi
açlığından utandı el kadar bebenin
memesini tuttu ağzına, üstüne eğdi başını
doyurmasa da oyalardı kendini
nazsız büyürdü kamburum
gömleği dar kavuşmuyor ki iki yakası
pantolonu kısa ama boldur beline
ütü mü sorardı bu yollar
acıdan öte hangi anne doyururdu ki bebeği
kendisi aç, süt mü gelirdi memeye
bundandır kıvrıla kıvrıla giden bu yol
kısalacağı yerde uzadıkça uzardı
ve de ayakkabı tanımadığım bir marka
patlatırcasına vuruyor ayağıma
ne pahasına da olsa bahara çıkmalı
yoksa geride kalır ki gözleri
elleri uyuşur ben gibi donarlar
gelenler elâ gözlü esmer güzelidirler
mangal yürekli ama dilsiz
fırtınadan, adı konmamış beladan
gözlerimi bulursan bandajların ardında
yüreğimi gömme sende kalsın
ey toprağına yandığım esmer güzeli
kaçıncıyım bilemem şu daracık mekânda
ölümle dansa kalkan...
korkma karanlık yüzlerden, artık korkma
onlar dururken karşımda ve kuruluyken ölüm saati
(Adsız Fırtınalar Doğuyor)
Kayıt Tarihi : 28.10.2006 18:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
çok çok etkilendim.kutluyorum dost.selam ve saygılar.
Ey toprağına yandığım esmer güzeli
Korkma karanlık yüzlerden, artık korkma
Onlar dururken karşımda ve kuruluyken ölüm saati
Kemerle mi asardım kendimi
Kaçıncıyım bilemem şu daracık mekanda
Ölümle dansa kalkan...
Ercan kardeşim çok güzel bir çalışma has bir emek duru bir anlatımla anlam ve mesajı olan bir şiir
Şiirin finali de harika olmuş Emek ve yürege ve uzaklardaki bu yüreğe selam olsun diyorum
wwww.mazlumzengin.com
TÜM YORUMLAR (4)