Nasihat Şiiri - Hasan Korkut

Gezmek için gençler bir gece kayığa binmiş,
Hava açık, yağmur da bir saat önce dinmiş.

Gençliğin verdiği şeyin şimarıklığı ya,
Sormaya başlamışlar ihtiyar kayıkçıya.

Biri ilk soruyu pek kibirli iliştirmiş:
-'Emmi! Sen gece yolu nasıl bulursun' demiş.

-'Yıldızlara bakarım evlat, yıldız gösterir,
Yıldızlar karalık gecede her şeyi görür'.

-'Peki emmi, o zaman söyle Venüs nerdedir?
İster elinle işaret et, nerelerdedir?',

-'Seher yıldızı gibi yıldız olsa bilirdim,
Yönümü tayin eder, uzaklardan gelirdim'.

Yol aldıkça kayık, kabarmaya başlar sular
Gençler neşeli, sonra devam eder sorular;

-'Peki emmi, astronomi nedir, bilir misin?
Bilemezsen eğer, sınıfta kalırsın kesin'.

-'Ne diyeyim bilmem ki; belki toprak, belki dağ,
Belki ağaç, belki hayvan, belki ölü, belki sağ'.

-'Yok be emmi, göklerden bahseden ilim bu da'.
-'Ne ilmi bu? Nasıl ilim? İlim olur mu suda?",

-'Ben onu okumadım, hemi de hiç duymadım,
O yüzden olmalı ki; duyunca yadırgadım'.

-'Heyhat! Bilemedin, ilim herhal suda bitmiş,
Eyvah be emmi, hayatının yarısı gitmiş'.

Derken, bozar hava, yağmur da yağmaya başlar,
Tipi çıkar, gençlerin hepsinde çatık kaşlar.

Duramaz da kayıkçı, şöyle bakarak süzme;
-'Gençler, acep siz yüzme öğrendiniz mi, yüzme?'.

-'Yok be emmi, biz henüz öğrenemedik onu'.
-'Deseniz ya, sizin de hayatınızın sonu,

Benimki yarı idi, siz kendinize bakın
Selavat getirmeyi unutmayın ha sakın'.

Frankfurt, 12.04.1977

Usta kalemlerden DAMLALAR

Ölümü düşünerek yaşamak olmaz.
İllede öldüreceksin ölümü bir sevgiyle.
Yanımda duyarım savaşın içinde.
Bir çocuk doğarken ölümün sesini.
İnsanda kendiliğinden izleri belirir.
Bülbül yoksa bana naz mı edersin?..
Gönlümden gelen ölüm ateşi bir başk'a şimdi. .........E:Demirci