Nefsinin kurbanı olmuş Kabil’den olmalar,
Soyu soydan arsız, namustan yoksunlar.
Ey Rabbim, emanet kıldığın yeryüzü,
Artık gökyüzüne doğru ağlıyor.
Toprak narindir, bu yükü taşıyamıyor.
Uykularım, uykularım kaçıyor.
Narindir dedim, bu giden narin.
Uykularım, uykularım kaçıyor.
Hiç bilmez mi? Anlamaz mı?
ALLÂH… Yoktan var eden,
Rahat bırakır mı vicdanları?
Olsan da dört duvar arasında,
Senin de içten çürür beden.
Beşeri olmaktan çıktı insan şerefi,
Kaybetti yeryüzündeki derecesini.
Derler ki kaderin sillesi, kabul mü tövbesi?
Haram ziyan değil mi o katilin nefesi?
Oysaki can almak yoktu, bir karınca olsa dahi.
Duysun zebaniler, harlansın cehennem.
Huzur bulmasın sana uzanan eller.
Narin dedim, narin bu gelen.
Açın cennet kapılarını, yeryüzü doldu matem.
Narindir dedim, gidenler hep narin.
Çamurdandı bir damla sudan,
Kaburgasından olan değil miydi insan?
Narin değil miydi canan?
Ey güzel Rabbim, affına sığındım.
Mahşer ise bizi yeniden yapacak şerefli mahlûkattan.
Kopsun artık vaat edilen kıyamet hardan.
Kederliyim yaşamdan, bu diyardan.
Bakır tas doldu gamdan, hüzün taştı ozandan.
Ne aruz kaldı bende ne lisan,
Narindir giden narin, artık bir çiçek bir avuç topraktan.
Yazan: Ozan İlbey
13 Eylül Cuma 2024
Kayıt Tarihi : 31.10.2024 00:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşanılan güncel olaylar neticesin de kaleme alınmıştır. Umudum bir daha vukuu bulmamasıdır. Kadın ve genç kızlarımız, annelerimiz, hak ettikleri güzellikleri ömürlerince yaşarlar.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!