Pıtrak gibi çoğalıyor yamaçlarda
Eskizsiz çocuk resmi bu evler
Hangi yavru palazlansa
İşi gücü kendine görelik.
Denizi belliyor bir adam,
Bir adam midye satıyor
Limon posalarını sayıp
Çocuklara anlatıyor
“ Deniz, bir yudum su,
bir lokma aştır. ”
Ne deniz umurunda kadının,
Ne aşı İzmir’in
Ter umuda katık olmuyor...
Yakabilse ağıtlarını
Yasına müebbet dul gelin
Bakabilse pencereden körfeze
Sütünü sağacak yakamozların
'... Perdeler örtük kalmalı,
Kaynana, kaynata,
Kayınbirader sürüsü...
Yemek hazırlanmalı,
Sofra kurulmalı,
Kahve köpüklü olmalı,
Bulaşıklar yıkanmalı,
Çamaşırlar yıkanmalı,
Malı götürmeden birileri,
Kullanmalı...'
Set çekiyor ufkuma
Kayranlar dolusu şehrayin,
Bir martıyı vuruyorlar kuşlukta
Daha bir siniyor acı
Nârey çekirdeğine narın..
Bozkırda bırakıp yoksulluğu
Portakal kokularına koşmuşlardı hani?
Hani gemilere binsen götürürdü?
Bu sevdalar, bu denizlerden derin
Bu düşler, bu gemilere ağır...
Bacaklarım yorgun;
dağlar masal...
Akıyor bilyelerim;
ırmaklar uzak...
Bozuk bahçelerde;
sıvacı türküleri...
“Ar ” ı yorgan bellemiş
Nârey kondularda Naristân
Kayıt Tarihi : 13.2.2003 19:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!