Nar-ı Beyza Şiiri - Faruk Yiğit Araz

Merhaba Beyzâ...
Mûnzevi sözlerde biriktiriyorum adını nicedir...
Nicedir içimdesin, içimin en sarhoş köşesinde,
Ayyuka vurmaya çalışan hoşçakal'ın ötesinde...

Tükendiği halde, tükenmediği iddaa edilen mürekkep kalemi,
Damarlarımdan sızan senli kanımla doldurup yazıyorum!

Çok ötelerden,
Matemi,
Senden uzak diyarlar'dan yeniden Merhaba Beyzâ! ...

Veda edilen oldum her defasında,
Beceremedim, yediremedim bir türlü veda etmeyi kendime...
Senden sonra hiçbir dil'siz veda,
Alkış tutturmadı adam gibi gitmelere...

Bu yüzdendir;
İnzivaya çekilip bütün gelmelerin,
Gidişine sığınışım!

Mahçubum...
Mahçubiyetim; zamana yenik düşmeye değil,
Sana değil beyzâ!
Mêcnun'adır!
Yarım kalan hikayesini,
Yarım bırakışımadır! ...

Âh Beyzâ...
Kırk yıllık hatırı olur diye,
İçilen kahve'nin muhabbetinde ararken ben seni,
- O gözlerinin kahvesi,
Ömrümün kırk yılını da alıp gitti benden!

Ebkem sözcükler geçiyor dimağımda,
Ve metruk duraklarda yâd ediyorum varlığını,
Sonra serkeş bir isyankar oluyorum yokluğuna,
Aksedince imgelerim; bir tılsım, söküp yüreğimi yerinden,
Mübrem bir Buhran-ı lahza sarıyor bedenimi...
Ne dağılacak dermanım,
Ne dağıtacak takatim kalmıyor Beyzâ! ...

Âktar-ı cihân'daki tüm naçar dertleri,
Sırtıma alacak kadar muktedirim artık Beyzâ!

Tebessümlerle mayhoş'ken,
Zehir zemberek sandığım her müzmin kasvet,
Yeniden vuruyor şakağımdan...

Pak yüreğimden,napak kelimeler biriktiriyorum yokluğuna,
Hadi al beni gönül payitahtına...
Al beyzâ! ...

Âh Beyzâ!
Müreffeh Ömrümün,Müstehzisi Süveyda!

Sen yoksan neşeyi mahfuz bilirim, yürek mahzenime...
Notası sen, güftesi ben,o hicaz şarkının bestesi değiliz artık!
Öyle mahur çal(a) mıyoruz!
Bu kadar bigane kaldık birbirimize beyzâ!

Oysa ben yine metruk duraklarda, mecruh yüreğimle,
Bu Âşk'ın encamına varacağım...
Gelmesen de,
Bekleyeceğim Beyzâ! ...