Aynı kanı taşıyan, aynı dili konuşan bir ülkeden yurda sevgi dağıtıyordu Nar Çiçeği. Şefkat Çağlayanının onunla tanışması gruplardan önceye dayanıyordu ve bu dünya iyisi hanımefendiyi öylesine sevmişti ki, abi-kardeş olmuşlardı.
Sevgi grubuna da ilk katılanlardandı. Güzel bir şiiri yarışma birinciliği kazanmıştı. MSN’de abi-kız kardeş sık sık sohbet ederlerdi. Nar Çiçeğinin önemli bir iki sorunu vardı. Zaman zaman kalp rahatsızlığı çekiyordu. Bir de annesi rahatsızdı. Bazen bir süre online göremezse onun için endişelenirdi Şefkat Çağlayanı. Rahatsızlığını sezinler, ona GSM’den moral mesajı gönderirdi.
Bir gün Nar Çiçeği abisini kurucusu olduğu gruba davet etti. Bu nazik davet, hem de kız kardeşinde geliyorsa kırabilir miydi? Gruba katıldı ve sevgi yazılarını ve şiirlerini yayınlamaya başladı. Ancak bir şey dikkatini çekiyordu. Mesajlarına Nar Çiçeğinden başka kimseden yorum gelmiyordu. Dahası yeni geldiğinde hareketli bir grup görünümünde olup atışma şeklinde toplu şiirler de yazan grup giderek sessizliğe bürünüyordu.
Bir akşam MSN’de karşısına çıkan Nar Çiçeği ona ezile büzüle bir konudan söz etti. Grupta onun varlığından rahatsız olup ayrılanlar oluyormuş. Bu garip duruma çok şaşırdı Şefkat Çağlayanı. Daha fazla irdelemeden gruptan ayrıldı. Sonra biraz düşününce Nar Çiçeğine sordu; “Sence ben varlığından rahatsız olunacak biri miyim? Benim varlığımdan rahatsız olan kişilerin grubu terk edişi için üzülmeye değer mi? ”
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Sn. Tozlu
Hikaye hakkında fikir yürütemem.
Şunu açıkça söyleyebilirim. Gerçek olmadan böyle bir hikaye yazılamaz. Çünkü hiç süsleme yok, açık bir kalple kaleme alındığı belli. 10
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta