Namusumuz Özgürlüğümüzdür Şiiri - Seher ...

Seher Duman
19

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Namusumuz Özgürlüğümüzdür

“ Dünya Kadınlar Günü “ kutlanmalı mı, yas mı ilan edilmeli?

Aşağıda göreceğiniz rakamlardan sonra, “ dünyada kadın “ konusunun kutlanası değil; dikkat çekilmesi, anımsatılması ve savaşım gerektiren bir durum olduğunu bir kez daha göreceksiniz.

Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre:

1. Dünyadaki işlerin %66’sı kadınlar tarafından yapılıyor.
2. Buna karşın kadınlar, dünyadaki toplam gelirin ancak %10’una sahipler.
3. Dünyadaki mal varlığının ise %1’ine sahipler.
4. Başka bir deyişle, dünyada işlerin %34’ü erkekler tarafından görülüyor ama dünyadaki toplam gelirin %90’ına ve toplam mal varlığının %99’una sahipler.
5. kadınlar arasındaki işsizlik oranı erkeklerin tam iki katı.

Türkiye’den rakamlar:

1. Şehirlerde evli kadınların % 18’i, köylerde de % 76’sı eşleri tarafından dövülüyor.
2. Kadınların % 57,7’si evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor.

3. Aile içi suçların % 90’ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor.

Dünyanın kanayan yaralarından sadece biridir “ kadın “ konusu. İçinde şiddetin her türlüsünü barındıran uzun bir trajedi!

Erkekler, doğanın kendilerine verdiği fiziksel gücü kötüye kullanmanın dışında, hileyle ve cebren bin yıllar boyunca kadın üzerinde hakimiyet kurdular. Kadının gücünden, güzelliğinden, dengeleyiciliğinden hep korktular. Mülkiyetlerine alarak, kendileri gibi olduğunu iyi bildikleri, diğer erkeklerden uzak tutmanın yollarını aradılar. Günah deyip örttüler, yasak deyip kemer taktılar. Baş kaldıran kadını cezalandırdılar. Dövdüler, kapadılar ve hatta öldürdüler.

Kadını ve ailesini korumak bahanesiyle silahlanan erkekler, aynı silahla eşlerini öldürdüler.

Kız bebeklerin diri diri kumlara gömülmesi, Arapların marifeti olarak tarihe geçmiştir.

Doğup büyüdüğüm coğrafyada, erkek bebekler için; kırk gün yedi çeşit baharattan oluşan “ kaynar “ kaynatılıp, konuklara ikram edilmesine karşın, aynı gelenek kız bebekler için geçerli değildi. Son yıllarda bunu kız bebek anneleri aşmaya başladılar.

Dinleri ve ırkları ne olursa olsun dünyadaki tüm kadınların birbirine yakın şiddet türlerini yaşadıklarını, kültürel özelliklere göre şiddetin sadece nitelik ve nicelik değiştirdiğini artık hepimiz biliyoruz.

Ayrıca başka şeyler de biliyoruz: Örneğin şiddetin kaderimiz olmadığını.

Durum böyle iken, dünyada erkek intiharlarının kadınlardan üç kat daha fazla olması, gözden kaçırılmaması gereken bir detaydır.

8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi.

Duyarlı bir avuç insan o kara günün anısına bazı etkinlikler düzenlenmesi, saygılarını iletmek için bir gün belirlenmesi için yıllarca çabaladılar. Tıpkı küçük bir kıvılcımın sıçrayıp, büyük bir yangına dönüştüğü gibi, bu girişim sonuçsuz kalmadı ve “ anılmaya değer “ günler arasında yerini aldı.

26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın 'Dünya emekci Kadınlar Günü' olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.

Birleşmiş Milletler Örgütü, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı.

Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında 'Emekçi Kadınlar Günü' olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılından itibaren de daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı.

Kadınlar, sistemin onlara giydirdiği rolü reddediyor artık. Bu zulüm, bu işgal bitecek. Tecavüzcü zihniyeti değiştireceğiz. Namusumuzu kimsenin korumasına gerek yok. Çünkü namusumuz özgürlüğümüzde saklıdır. Bu sömürü aydınlanmayla aşılacak.

Dünyada hiçbir savaşı kadınlar başlatmamıştır. Eğer hâlâ elimizde zeytin dalıyla dolaşıyorsak; bu onursuzluğumuzdan değil, barışın tek yol olduğunu daha annemizin karnında iken öğrendiğimizdendir. Peki siz! Siz neden bildiğinizi inkar ediyorsunuz beyler? !

Seher Duman
Kayıt Tarihi : 1.3.2010 10:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Türkiye Cumhuriyeti Yukselakcum
    Türkiye Cumhuriyeti Yukselakcum

    her zaman kadının sesi dahi günah sayılmış bu toplum kadını hala ikinci sınıf sayarken yapaılacak çok iş var derim kadın olmanın adına çok anlamlı bir deneme yazısı okudum.kutlarım

    Cevap Yaz
  • Yunus Karaçöp
    Yunus Karaçöp

    Bir bey olarak son cümlenize istinaden yazma
    gereği dıydum..

    Niye inkar edelimki, bak inkar etmediğimiz için öğrenmiş
    vede yazmışsınız..

    Hem tüm erkekleri aynı kefeye koymak sizce adilmi, hiç olmazsa kadına saygılı, kadını baş
    tacı yapıpta onun incinmemesi uğruna hayatını
    feda edenlerinde olduğu gerçeğiyle bazı beyler istisna gibi, bir dip not yazmak çokmu zordu..

    Siz benim ASUDE adlı öykümü okumuşsunuzdur, hala
    yanıyorum o biriciğime ama bakıyorum ki aynı kefedeyim, benim gibi alınganlık gösterecek çok
    çok beyler vardır yukarıdaki vasıfları taşımayan..
    Hatta kendini kadınlara adayan , ana diyen, yar diyen bacım diye yüreği titreyen..

    Haaa, yazınızda haklı yanlarınız yokmu? Her cümlesinde yüzde yüz haklılık payınız var..Ama
    birilerinin hakkını kutsarken birilerine haksızlık etmemek gerek..

    Çoğu yanlarıyla haklı olan vede düşünceye sevk eden,
    kadınlarımızın birazda kendi haklarına sahip çıkması
    gerektiğini vurgulayan güzel bir eserdi, dip notsuz
    olmasına rağmen genede kutlanmaya değer TEBRİKLER..

    Selam vede muhabbetlerimle Allaha emanet olun..
    yunus karaçöp..yudumyunus
    gerekmezmiydi..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Seher Duman