Namus Bekçisi (manzum Hikaye)

Hamza Özçelik
66

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

Namus Bekçisi (manzum Hikaye)

Kapı açıldı içeri girdin mi ansızın
Soğuk duvarlar karşılar seni, başlar sızın

Yine bir gün kapı açıldı, girdi bir adam
Halinden hoşnut, yüzünde ne bir keder ne gam

Kendisine ayrılan ranzaya doğru geçti
Oturdu, gözleri daldı, uzakları seçti

Genelde burada herkeste olur pişmanlık
Onunsa gözlerinde bir sevinç, bir kahramanlık

Merak tayin ettim, geçtim oturdum yanına
Bir bakalım girebilecek miydim kanına

''Selamın Aleyküm,'' merhaba tanışma faslı
''Nedir bu lanet çukuruna düşmenin aslı''

Eliyle otur dedi, ''Var mı bir dal sigaran''
Acep hikayeyi kaldırır mı gönül yaran

Yaktı sigarasını, iki nefeslik tattı
Sonra bana bu asil hikayeyi anlattı:

Güldüğüme bakma, ne avamım ne deliyim
Buraları bilmem, bu diyarların eliyim

Geldim buraya, bir alim, bir eren köyünden
Uzak, çok uzak, dağardı Küsderen Köyünden

Dağlarda yaşardık, Hacı'nın obaya indik
İki büyük aileden biri, çok zengindik

İki büyük aile, Hacılar ve Anaforlar
Köyde son sözleri bu aileler koyarlar

Adına bakma, Hacılar zalim ki ne zalim
Anaforlar iyi, vicdanlı, sanırsın alim

Ahırımızda boy boy çok çeşit semiz atlar
Emrimizde tarlalarda çalışan ırgatlar

İki aile çekerdi her şeyi baş başa
Sürekli kavga vardı, sürekli münakaşa

Yaş yirmi, dem vururum hayatın baharından
Bir aile geldi köye Kürdi diyarından

Anne, baba, üç oğlan, ikide kızları var
Oğlanlar mert, kızların alımlı nazları var

Gözleri yeşil, teni beyaz, saçları sarı,
İlk kez orda gördüm, kim bilir kimin yarı

Saçlarının teli rüzgarda göğe savrulur
Düşen saç telleri göğsüme deyip kavrulur

Gönlümün sevda çarkı ilk kez orda işledi
Sanki yaşam benim için orada başladı

Gel zaman git zaman yaz geldi ayazlar dindi
Hasat vakti, ahalinin tek derdi ekindi

Nihayet onu gördüm çalışırken tarlada
''Toprakları gidiversin çapanı ırlada''

Yüzünü bana dikti, yüzü sanki bir mehtap
O güzel yeşil gözleri çalışmaktan bitap

''Hey bey oğlu bey kendi işine bak haydi get''
''Bir daha da asla benle etme ayş muhabbet''

Atımı sürdüm bir çift kelam daha etmeden
Uzaklaştım ardımdan bir laf daha yemeden

Hasatlar iyi geçti, yüzü güldü tüm köyün
Ah ah ebr-i hasat bitti, şimdi vakt-i düğün

Harman yeri oldu şimdi seyran, düğün yeri
Düğüne gelir, köyün genci yaşlısı eri

Genç kızlar, mor fistan, dillerinde damla sakız
Onlar oynar, analar bakar erlerine kız

Kına gecesi vakti, kadınlar oynar evde
Adamlar oyun çevirir sobalı kahvede

Kadınlar ritim tutarken zavallı ev ürkmüş
Ritimlere dayanamayıp ortadan çökmüş

Haber geldi, koştuk, her yer feryad-ı figan
Yerler alacaya boyanmış, her taraf ol kan

Koşturduk düğün evine köyün her bireyi
Kurtardık el birliğiyle ölüyü, diriyi

Çam gibi yarılmış ortadan düğün hanesi
Bir çocuk ağlıyor, nerede bunun annesi

Annem ile bacılarım şükür evde yoktu
Fakat yine de enkaz gazileri pek çoktu

Enkazların arasında cananımı gördüm
Koştum, kollarımla bedenine duvar ördüm

Süt beyaz teni al kanlarla kaplanmıştı
Narin koluna bir tırpan ucu saplanmıştı

Koluma alırken yeşil gözlerini açtı
Gözleriyle gönlüme yeniden hayat saçtı

Duygu tek ve yek, dudaklar ve kalpler bi zeban
O an için ne haneler kaldı ne de zaman

Gecenin şüphesiz en çekici yanı bizdik
Aşkımızı ilk kez gözlerin önüne dizdik

Yeni hasat ardı düğün tarihini koyduk
Nev aşkımızı bütün köyün kalbine oyduk

Bunu duyan Hacılar büsbütün kudurdular
Çifteyle, otlayan atlarımızı vurdular

Bunu duyan babam sinirden deliye döndü
Çabucak, eğersiz, kendi atına atladı

İki ailenin karşılaşma yeri harman
Buradan çıkacak birazdan ölümlü ferman

''Anaforlar, yaptıklarınız artık yetti
Safsata oğlun bu güzel kızımı hak etti''

''Hey Hacı, çek o pislik ağzının gemini
Kudemam gibi yerle bir ederim namını''

''Anafor bu sözü, kelamı boşuna diret
Yemin olsun size yaramayacak o avrat''

Hacılar kenara çekildi, uzadı gitti
Böylece adet-i münakaşa daha bitti
...........................................................

Gerisini anlatmaya gönlü el vermedi
Benim ise ısrar etmeye dilim ermedi

Ey dostlar! Gerisini ben size anlatayım
Bir kaç mısra, bir kaç da ben dize anlatayım

Hacıların bir oğlu kızın ırzına geçmiş
Kader zavallı kıza namussuz damgası seçmiş

Oğlan vurmuş çifteyle adamı da kızı da
Unutmuş mapushaneyi, hükmü, sazı da

Dostlar, sizde oğlanın bahtına melil edin
Kafanız şişirdim, hakkınızı helal edin

Hamza Özçelik
Kayıt Tarihi : 4.1.2019 19:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hamza Özçelik