Daha küçük yaşlarda içindeki edebiyat tutkusunun ötesinde, edebiyat ziyafetini barındırdığını anladı. Çok sayıda şiir ve bunun yanında toplumsal sıkıntılara değinen yazıları vardır.
Anlamış değilim: anlamak zorunda olduğumu...
Güzel resimler kalmadı, bakılacak; güzel sözler kalmadı, yorumlanacak... güzel müzikler kalmadı, ruhumu okşayacak...
Hava bile boğucu, rüzgar bile güneşten daha kavurucu. Gölgelere sığınmak artık yorucu...
Yani anlamak zorundayım; zamanın değil, yeryüzünün değiştiği gerçeğini.
Güneş ile sancılanır da, bu güneş;
Ateş ile sönüverir, bu ateş.
Yağmur ile kirlenir de, bu yağmur;
Çamur ile temizlenir, bu çamur.
Ölüm yolluğunda tatlanır, hayat.
Dikil karşıma
Günleri say, ayları say
Kendini benim gözümle her gün yeniden say
Bana unutmamaktan bahsedip, unutma
Bana uyanık olmaktan bahsedip, uyutma
Say, bendeki her gün değişmeyen halini
"Nasılsın" dedi kadın adama
Bilmeden Nasılsın' dan önceki halini.
Kadına "iyiyim" demek istedi; ama
İyi olduğuna inandırmayacaktı kendini.
Zaman geçti, ufakça nasılsınlarla
Bugün yaş kaç diyelim?
Yolculuğun ortasında haykırıp, zamanın gelmesini mi bekliyelim?
Varalım mı, bir yerlere Cahit'i görmek için?
Alalım mı, kazma küreği Cahit'i gömmek için?
Dalalım mı, öyle suların ulaşmadığına?
Bakalım mı, kayıpların göz yaşlarına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!