Yaz sona erdi. Güneş artık eskisi gibi yakmıyor. Ege’ de sarı yaz başladı bile. Pastırma yazları gelecek daha, ileriki günlerde. Tatlı bir sonbahar esintisi okşuyor insanın tenini. Limana doğru yürüyorum kayıtsızca. Günün bu saatleri bir başka güzel. Sessiz, sakin, serin. Kuş sesleri azalmış. Bir kısmı gitmiş besbelli. Yeni bir yat gelmiş limana. Oldukça alımlı. Yaklaşık 18- 20 m..Adı Felix. Biraz da ayrık demirlemiş diğerlerinden. Kümese sonradan katılan tavuklar kadar yabancı… Balığa çıkan pek çok tekne var elbet. Ama bir tanesi var ki çok özel. Köyün tek balıkçı çifti onlar. İşte, balıktan dönüyorlar. Kadın oturmuş, adam dümende. Umarım gönüllerince geçmiştir avları ve bol balıkla dönüyorlardır evlerine.
Limanın az ötesinde küçük bir iğde ağacı. İnce gövdesi rüzgâra boyun eğip denize doğru bükülmüş. Üstünde ne iğde ne de yaprak bırakmış çocuklar. Hemen dibinde de görkemli bir keçiboynuzu ağacı. Sanki iğde ağacını korumak ister gibi dallarını onun üzerine germiş sevgiyle, dostça. İşte burası yolun bittiği yer. Ve benim şiirlerimin, öykülerimin doğumevi, kimsenin bilmediği. Deniz iyice sokulur burada karaya. Neler anlatır kumsala kendi dilince, neler…Genelde bir mola veririm yolun tam burasında.Usulca aşağıya iner, ağacın dibindeki kayaya otururum. Ayaklarımı denize sokar, sessizliğin sesini dinler, ciğerlerime o çok sevdiğim deniz ve yosun kokusunu çekerim keyifle. Eğer zamanıysa yeni bir şiir veya öykü filizlenir içimde bir yerlerde. Yine öyle yapacaktım ama o da ne? Mekânım işgal edilmiş bu gün. Bir başka kadın tarafından hem de. Az ileride iki bira şişesi akşamdan kalan. Muhtemelen, gece mehtabı seyreden iki sevgiliden armağan. Bir olta, ilerideki kayalıklara takılmış. Islanıp denizanası gibi olmuş koskocaman bir ekmek de kıyıya vurmuş, uzanmış boylu boyunca çakılların üstüne. Sanki bir çocuğunmuş da bu olta, kurtaramayınca elindeki bayat ekmeği fırlatmış balıklara kahrından gibi geldi bana. Kurgu işte…
Kadına takıldım birden. Gözleri denize dalmıştı. Dış dünyayla ilgisini kesmiş gibiydi. Çok narin ve korumasız görünüyordu. Saçları uzun, yüz hatları düzgün ve ince. Solgun yüzünde güneşin pırıltıları oynaşıyordu. Çıplak ayakları suda bilinçsizce çırpınıyordu.Tam, sessizce geri dönüyordum ki kadının sesiyle irkildim birden;
“ Namertsin işte, namertsin” diyordu “ hem de en acımasızından! ...” Telefonla görüşüyor sandım.Hayır. Elinde telefon falan yoktu. Çevresinden habersizdi kadın. Denizle veya kendisiyle konuşur gibiydi ama aslında sevdiğiyle konuşuyordu. Veya bir zamanlar kendisini sevdiğini sandığı kişiyle.Düşündüm:” Aşk eski bir yalan değil mi sanki? Adem’ le Havva’ dan kalan...” İşte, birilerini mutlu ederken bir diğerinin canını yakmıştı yine.Ve sonra:
… / Adımı NAMERT koysunlar, eğer ihanet edersem o tertemiz aşkımıza. / …
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yazmak yürek işidir, dufyabilmek ve duygularını edebi ölçüler içinde okuyucusuna aktarabilmektir.
Temasıyla müsemma, akıcı, etkili, sımsıcak bir yazı okudum sevgili Naime Özeren'den...
Doğrusu, keyif alarak okudum. Nesirdeki ustalığını da görünce, üstadı yürekten kutlamak istedim, tebrikler... (Tam Puan + Ant.)
Sevgiyle, esen ve hep esinlerle kalınız...
Nafi ÇELİK
Bende bir egeli olarak denemenizi zevkle okudum. Başarılarınızın devamını dilerim.
Bende bir egeli olarak denemenizi zevkle okudum. Başarılarınızın devamını dilerim.
Çok güzel bir anı okudum. devamını diliyorum. +10
Aşk eski bir yalan değil mi sanki? Adem’ le Havva’ dan kalan...” İşte, birilerini mutlu ederken bir diğerinin canını yakmıştı yine.
'Alıp götürdü beni okurken, kaleminiz daim olsun can muhteşemdi. Sevgi ile kalın.'
egede yaz bir başka güzeldir ve denemeniz bana o güzel yazların tadını verdi... çalışmanızı çok beğendiğimi özellikle yazmak istiyorum....
Hep doğrulardan ve en güzel duygulardan yana çağlayan yüreğinizi sonsuz saygı ve sevgi ile selamlıyorum, sevgili şiir ablam benim..
Herşey gönlünüzce olsun dileklerimle..
Dualarım sizinle..
İltifat olsun diye söylemiyorum, çalışmanız gerçekten çok güzel olmuş.emeğinize sağlık.
Ben biraz geç geldim sayfana, kendimi iyi hissettiğimde uğrarayım da. Yazanın yüreğindeki gelgitlerin sesini. düşünürken soluklanışını duyayım dedim. insan yazarın soluklanışını duyabilirmi okurken? Eğer yüreği gözlerine eşlik ediyorsa duyar. Yüreklerin kardeş olduğuna, Seslerinin ortak, devinimlerinin aynı olduğuna inanırım ben. Buradan bakan biri olarak, sözcükleri iyibir duvar ustası alışkanlğıile yerinde kullandığını gördüm ve tabiki sevindim. Öyküde konu seçimide kurguda güzel. Lütfen yazmaya devam edin. Siz daha güzelllerini yaratacaksınız inanıyor güveniyorum bekliyorum dost.
Ne güzeldi sevgili Naime Hanım... Ve ne kadar hüzünlü... Kim bilir o yapayalnız kadının içinde ne fırtınalar kopuyordu. Kendi kendine tutunmaya çalışıyordu o fırtınada sanıyorum. Kırılmış bir kalbin tamiri ne kadar zordur. Zaman ister, güç ister...
Bu güzel ve duygusal denemeniz için sizi tam puanımla kutlar, selam ve sevgilerimle güzel bir gün dilerim. Allah böyle namert insanlardan korusun herkesi... Hâlenur Kor
Bu şiir ile ilgili 102 tane yorum bulunmakta