nalsız atlar dağcıl ve kişnek
gözleri tay sürümü
taylandılar yabani kapılardan
alıp kuyruklarını gittiler sonra
sallayıp boş bir başak gibi
vadesi tamam yön kırıp
gittiler sonbaharı hırpa hırpa
saklı samandan geçmiş bir ahval zaman
ne kayıran mevla ne açlık salınan çayır
nalsız atların tüylerinde ahırsız bir mevsim
toynaklarında at sözünden bin bir erim
kaldırarak burunlarını temkinli
su su dolaştılar ot ot sürtüp ayaklarını
iyelediler imansız şükran dağları’nı
bu dağları gazel geçti mi geçti
gürgenler yurt bilir mi bilir
kurağından havalanır keklikler raf raf
vurulu bir kanattır şimdi evvel zaman
nakden döner durur
bu atların tay çağını bilirsin imansız
nasıl çalkanırdı toprak ve seyirsiz yeşil
keremine bin menekşe hürmetine nal terleri
kavallarda geçmiş hikâyatlarda engin engin
seni kim çize kim buluta erdire batıra toynaklara
ah seni dağ seni şükran seni sığınak seni
gördün
her ömür atlaşır kırkından sonra atlaşır
Kayıt Tarihi : 15.9.2018 14:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!