Nâlin Şiiri - Enes Burak Gönültaş

Nasıl oldu bilmiyorum.
Başıboş bir zaman aralığında
Aceleci bir sevdanın içinde buldum kendimi
Kalbin, bu inceliğe eğilmemesi
İmkansız olanlar arasındaydı.
Aşka inanç yok derken,
Aşkına iman etmemek,
Aptallıktan sayılıyordu artık.

Hayallerim arasında dahi belirse yüzü
Bedenimin içinde dönmeye başlıyordu rum
Ruhum, bölük bölük hibe oluyordu
bir ince hayaline.

Bilmiyorum, hangi mesafeye denk düşüyordu uzaklığı...
Ama yine de, öyle uzaktan
Seyri sade gülüşlerle
Seyran yerlerinden ediyordu içimi.
Gülüşleri ona aitken
Bende ölüp ölüp diriliyordu.

Nalini,
Mezopotamyanın ortasında açan
Kardelen çiçeği...
Seni özlemem için
Elinden geleni yapıyor bu kent.
Ve isminin hecesi
Şu yarım aklımın sınırlarına
İnsafı eksik işgaller yapıyor.

İnsan, kabulleniyor artık
Aşkın bir fikri işgal olduğunu.

Uykularım bölünüyor Nalini.
Beni göğsünde uyut ya da,
Götür göm coğrafyana.
Dolaşma yarım uykularımın
olur olmaz yerlerinde

Seni sen yapan bütün hallerinle
Hislerim kar altında kalmadan,
Sensizliğin cümlesine küfür etmeden,
Mevsimler devrini tekrar edip,
Bahara ulaşmadan,
Bahar gibi gel nalini.
Sana eksik yanlarım var benim.

Olur da, bir gün gelirsen
Zemheriye güneş gibi
Kuraklıktan kırılan topraklara yağmur gibi
Yüreğime cennet gibi gel.

Yüreğine karşı durup, yüreğimle
Hissi derin cümleler kuracağım sana.
Dinle beni Nalini
Ruhumun inceliği sendendir
Ve yazdığım her güzel söz üzerine haktır.
Cisminin geçtiği her karış toprak kutsaldır
Ve adımlarının değdiği yerler gülistandır.
Ruhun ruhuma kıbledir
Ve yörüngem durduğun yerdir.
Sevdan, yüreğin en naif yüküdür
ve Aşk insanın üzerine nimettir.

Benden gitme Nalini,
Eğer gidersen,
Güneşi eksik bir çağa düşer ömrüm.
Vicdanı eksik bir zemheri ayında
İliklerime kadar üşür cismim.
Eğer gidersen,
Gidişine saydığım günden
Öleceğim güne kadar
Kahkası eksik bir hayat düşer payıma.

Kalbime yaraşacak sevdaların soyu tükendi
Dediğim yerde,
Göğüs kafesimde bir nefeslik yer bırakan,
Bahar çiçeği, ömrüm, ölümsüzlüğüm
Beni benimle yalnız bırakma.

Saçlarının her teli
ayrı ayrı çiçek kokuyor burnuma.
Ve ben, ölesiye seviyorum seni.