İnci dedikleri dişler değildi ki güzellik,
Düşleri aratmayan gülüşündeydi.
Başkalarının gözünde sıradan belki,
Ama benim gözümde,
Ey kahverengi gözlü kadın,
Sen bütün baharların toplamısın!
Yürürken dar ağacına
Seni hatırladım, hayırsızca.
Nereden geldin şimdi?
Çok geç ve yanlış zamanlama.
Titrerken Kıta-i Asya;
Feryâd eder âşık gönül,
Yâr olmaz maceraya.
Ne sebeb sâbit bulunur,
Ne çâre derd-i dâyâ.
Hicrân saklar maşuk sûret,
Tahtadan konaklılar
Ak gömlek kuşandılar.
Her birinin yüzünde
Ecelin imzası var.
Onlar şimdi kaygısız
Nur içinde yatarlar.
On siyah serçe
Kapımı çaldı sessizce.
Beyaz filler getirip
Dans ettiler zarifçe.
Kederli bir ezgi idi,
Göğün eli indiğinde sol yanıma,
Çöktüm kaldırım taşlarının yanına.
Güneş batıdan doğdu yedi kez
Gördüğümde iki eli yan yana.
Oturup parlak gözler saydım,
Başlamadan biten bu aşk,
Bir devrin sonu gibi.
Bir tas, bir bardak, bir kaşık,
Tıpkı yalnız insanlar gibi.
Şimdi başka denizler çağırır gemileri,
Sevmek susmaktır bence.
Beraber bir şeylere bakmaktır.
Gözlerini aramaktır,
Gece, gökyüzünde.
Sadece, sözsüz, sessizce...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!