Naim Ömer BAKOĞLU 25 Nisan 1947 yılında Bulgaristanın Deliorman yöresi, Şumnu ili Kulakova köyünde doğmuştur. Yazına daha çocukluk yaşta şiirle başlayan Bakoğlu, daha sonraları kalemini mizah ve öykü alanında da denemiştir. Birçok edebiyat yarışlarında ödüller almış, giderek eserleri başka ülkelerde de okuyucuya ulaşmıştır. Yaşam yolu ressamlık, yol yapımı makineleri operatörlüğü, gazetecilik gibi güzargahlardan geçer. Kuzey Kıbrıs, Ankara, İstanbul, Marmaris, Datça, Elazığ gibi muhtelif yerlerde Türk Şiirinin Uluslararası Şölenlerine katılmış, ...
Can elbet çıkacak nasılsa bir gün tenimden
Pencerelerde gezecek ruhuma acırım!
Kokladığım güller bir bir düşünce elimden
Yas tutacak bülbüllerin sesine acırım!
Sevdiklerime hep uzun geldi mesafeler
Kadın deyince önce annem aklıma gelir
Ruhu halâ göklerden uzanır, öper beni!
Dudaklarım çatlarken, yağmur olur serpilir
Cennet eder cehenneme dönmüş günlerimi!
Kadın deyince tüm anneleri düşünürüm
Okadar büyüksün ki, anlatamam nice
Atam seni bir türlü şiirime sığdıramadım!
10 Kasım, saat dokuzu beş geçe
Öldüğüne yıllar sonra da inanamadım!
Bu gün yine On Kasım, saate bakmıyorum
Yüreği yaralı bir Çınar ağacıyım ben
Yıllanmış, yıpranmış, yaprakları seyrek seyrek
Kökleri derinde bir Çınar ağacıyım ben!
Talihi karalı bir Çınar ağacıyım ben
Saçımı bulutlar taramış kâh tam, kâh çeyrek
Yüreğimiz buz tüpü, yoksa yakıcı kor mu?
Bazen sis hapsediyor güvendiğimiz dağı!
Seni seviyorum demek o kadar da zor mu?
Neden koparıyoruz aramızdaki bağı
Bir ömür ne demektir ki, ha doğdun, ha öldün!
(Dost şair Şaban Kalkan'a)
Martıların gözbebeklerinde rakseden
Kumrular güzeli, canım, can şehir İzmir!
Sana vuruldum, sensin alan beni benden
Damarlarımda dolaşan kan şehir İzmir!
(17 Ağustos 1999 depremzedelerine)
Anneler ninnilerini çoktan söylemişlerdi
Çocuklar tatlı uykulara dalmışlardı çoktan
Bembeyaz beşikler uçurtmalara dönüşmüştü
Rüyalarında nur yağmuru yağıyordu gökten!
Ufaktım, ufacıktım, çiçeği burnunda bir çocuk
Başıma dokunmamıştı henüz öyle sıcacık
Gönül yelkenini açan kavak yeli
İlk defa oyuncağım olmuştu fakat
Sevincim yüzüme yansımıştı besbelli
O an dünya benimdi, benimdi sokak...
Ne zaman gözlerimi kapasam
kendimi hep İstanbulda bulurum!
Önce dalarak gizlice Gülhane Parkı'na
renk renk güller dererim.
Sonra tutunarak sesine
maviliklerde bir vapurun
Bahar, Yaz, Sonbahar derken, işte kış yolda
Doğanın bu düzeninden ibret al kardeş!
Tanrının eseri, gerçek bir insan ol da
Doğanın bu düzeninden ibret al kardeş!
Ah, nice tohumlar göverdi bu toprakta
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!