SARI GİYSİLİ ADAM
Güneş boz bir günün arkasından denize devrildi. İri çınar ağaçları ellerini gökyüzüne uzattılar. Gökyüzü ağlar gibiydi. Bulutların katı yüzlerinde anlamsızlık, sıkıntılar. Kuşlar korkuyla titrediler dallarda. Kanatlarının altına sakladılar kafalarını, sustular. Rüzgar gittikçe buza kesiyordu. Üşüyen yapraklar sarı çırpınışlarla döküldüler. Araba lastiklerinin kaygan gıcırtıları yapıştı duvarlara. Asfalt kara bir çamur gibi ıslaktı.
Çengelköy sokakları derin homurtularla uyuyordu. Yalnızlığın verdiği bir mutluluk dalgasi uzanda saçlarıma dek. Çocukçasına sevinçliydim. Varlığımı ilk kez farkediyordum. Sanki içim içime sığmıyordu. Parmaklarım nar gibi kızarmıştı soğuktan. Aldırmıyorum soğuk neydi ki? Hiç bir şey yıkamazdı anki mutluluğumu. Yapraklar sarı kelebeklere dönüştüler. Evler saçaklarına dek gülümsedi. Bir başka dünyanın soluklarını duydum içimde. Sonbaharı ellerimde taşıyordum.
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta