ÖZLEM
Yatakhane, bir hafta sonu tatilinin durgunluğu içindeydi. Vedat, pencereden yarı beline kadar sarkarak aşağılara baktı. Derin bir boşluk ağır ağır döndü gözlerinde. Yıllardır aynı pencerede, aynı görünümle karşı karşıyaydı sanki. Bıkkınlıkla kaldırdı başını. Yaşamaktan bezmiş bir hali vardı. Bakışları durgun, ağır bir sessizliğin arkasında çizgiler bırakarak uzanıyordu. Ellerine baktı. Avuçları kan içindeydi. Bir an durakladı. Yaşamayı ölümden ayıran çizgi, kıpkırmızı iki dudak arasındaki boşlukçasına aydınlık ve o denli korkuluydu.
Işıklar güçlerini yitirdiler. Karanlık bir yeşil döküldü ağaçların üzerine. En yakınındaki yaşlı kayın ağacı, iki bükümlüğünde, eskiliğinden uzun süre titreştiler. O dallara uzanabilmek, onlara dokunabilmek için büyük özlem duydu içinde.
Çocukluğundan kalma bir tutkuydu bu. Ağaçlara bir türlü tırmanamazdı o zamanlar. Nuri, kemikli, kuru ayaklarıyla en ince dallarda gezerken, o aşağılardan bakabilir, avuçlarında büyük bir şeylerin eksikliğini duyardı. Bir kedi kadar çevikti Nuri. Arıların kovandan kaçtıı gün, incir ağacının dibinde sümüğünü çeke çeke ağlarken görmüştü onu. Ellerinde bir şeyler yapamamış olmanın verdiği titreyişler vardı. Arılar hep birden havalanmışlar, sonra özgürlüğün tadını çıkarırcasına taşıp durmuşlardı gökte. Vedat onlardan biri olabilmeyi ne kadar istemişti o gün.
Akşamın yalnız karanlığı omuzlarına çöktü. Yeşiller gittikçe koyulaştılar bahçede. Kararlıydı. Kayın ağacının üstüne atacaktı kendini. Tepedeki dallarda ölüm korkusu göremedi. Bir başka dünyanın umutları vardı dalların inceliğinde; sevgi, özgürlük vardı. Bütün dilekleri sıcak bir sevgiden yanaydı Vedat'ın. Özlediklerine kavuşacaktı birazdan. Belki ağaçların dibinde kanlar içinde bulunacak ve ölmüş denilecekti sonra. Ölü bir insan görme isteği ve korkuyla dolu bakışları üzerinde hissetti. Gazetelerde çocukluk resimlerine kadar basılacaktı. Yanıp sönen flaşlardan gözünün kamaşacağını düşündü. Bir yaşlı kadının elinde torununa ördüğü örgüsü, burnunun ucuna düşmüş gözlüğüyle gazeteye bakıp, 'daha da gencecikmiş.' diye iç çekişini duyar gibi oluyordu. İçini garip bir sıkıntı bastı. Her taraf kan doluydu.
Pencereden çekildi. Çocukluk resmini çıkardı ceketinin cebinden. Resim, İstanbul'da çekilmişti. Bir elinde dondurma, üzerinde askılı kısa bir pantolon vardı. Çocuğun gözlerine baktı uzun süre. Kocaman gözleri anlayamadı. Sonra kendi gözlerini aldı pencerenin kenarına koydu. Gözler aynıydı. Yalnızlığın doruğunda iri iri bakıyordu. Sonra başka çocukluk anısına döndü. Üç dört yaşlarındaydı. Çocuk, ev sahibinin bahçesinden gizlice aldığı bir salkım üzümü bacaklarının arasında saklamıştı.
Yatakhanenin kapısı açıldı birdenbire. Resmi saklarcasına cebine koydu. Emin'di gelen. Gömleğinde kuru ot, çöp parçacıkları asılıydı. Yine otlara uzanıp şiir yazmıştı anlaşılan. Ayak sesleri tahta merdiveni çıktı, yukarılarda açılan bir dolap kapağının gıcırtılı sesinde durdu. Arkadan terlikli bir ayak sesi tırmandı aynı merdiveni. 'Şampuan var mı? ' diye sordu kalın, boğuk bir ses. Sesin gözlüğünü çıkarmış, bornuzunu giymiş, banyoya girmeye hazır bir hali vardı. Gürültüler birlikte terkettiler yatakhaneyi. Vedat yine kendisiyle kalmıştı pencere kenarında. Üç yaşındaki resmi tekrar çıkardı. Pencere demirinin kalın, yuvarlak soğukluğuna dayandı. Çocuk çaldığı üzüm salkımının öyküsünü anlatıyordu.
'Sıcak bir gündü.' diyordu. 'Yeni serilmiş üzümler kahverengiyle yeşil arası bir renkteydiler. Onlara bakarken yarı tatlı, yarı çürük bir şeyler oynaşıyordu dilimde. Babamın sert sözleri kulağımda, bir salkım alıverdim. Tam o sırada ev sahibi adam girdi bahçeye. Hemen saklayıverdim salkımı.' diyerek ellerini arkasına götürdü. Üzüm salkımı bacaklarının arasından görünüyordu. Bakışları öylesine korkuluydu ki. Vedat suçlayamadı onu. 'Boş ver.' dedi. 'İnsan bir salkım üzüm için bunca üzülmez.'
Resmi dudaklarına götürdü. Doyumsuzca öptü çocuğu gözlerinden. Çocuk kollarını resimden çıkararak yanaklarını okşadı Vedat'ın. Ufacık iki el sakalı çıkmış sert bir kayaya benzeyen yanaklara sıcacık çocuksu sevgiler sunuyordu.
Nesrin'i düşündü sonra. Nesrin 'Sen beni saçlarım için seviyorsun.' demişti. Vedat, saçlardaki sarı, beyaz karışımı renkleri avuçlarına almak dilerdi hep. O renkler, içinde birşeyler kımıldatır, uzak bambaşka yerlere sürüklerdi benliğini. Nesrin yağmurda saçlarının ıslanmamasından korkardı. Kırmızı bir bere geçirirdi başına. Vedat hiç sevmezdi bu beriyi. Çıkarıp atmak isteyince, Nesrin'in bakışları değişir, iri bir kayanın donuk acımasızlığını takınırdı. Yağmur yağıyordu. Saçları ıslanacaktı. Resimdeki çocuğun ellerindeki sıcaklığı hiç bir zaman bulamadı Nesrin'de.
Çocuğun ellerini koparırcasına uzaklaştırdı kendinden. Sonra ince, taze dalları gösterdi ona. Dallar rüzgarlı sallanışlarında bir şeyler bekliyormuşçasına kollarını açtılar. Bir kez daha öptü çocuğun gözlerinden. Çocuğun gözleri ağlamaklı, bir elinde dondurma, uçtu, gitti dallara doğru
Nihat YücelKayıt Tarihi : 18.11.2006 18:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kardeşim Nahit Yücel 1956 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu İlk ve Orta okulu Kahramanmaraş'ta okudu. İstanbul Robert Kolleji ve Ortadoğu Teknik Üniversitesini bitirerek İnşaat Mühendisi oldu. Müteahhitlik yaptı,daha sonra tekstil işiyle ilgilendi. 23 Eylül 2002 de öldü. Öyküleri 1975-1976 yılında Ankarada yayınlanan Hisar dergisinde yayınlandı.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!