uzun çümlelerimde saklamadım seni
var oluşun en sesiz yönlerimde gizlenirken
iki telli yollarında sıcaklarla uğraşırken ben seni andım
şu koca metropol senin bıtraktığın yıkılmışlık gibi
şu can acım tuzlu, korkusuz ama talihsiz
nadirdi geçmişi olmayan rüzgar ellerimi sarmışken dünyada sen gibisi
yoksulluk dedikleri bilmediğin bir kadını sevmekti belkide
sonra en derin yalnızlık düşlerinde onu büyütürek
hiç kavuşamamaktı dünyanın gerçeği
avuntusuz metropol , arabalar ağlar duygusuzca evet ağlayan benim yalnızlığım tuz ruhu , acılarım mutasyon saçmalıklarında
bütün siyasal kurgular gibi saçma desemde aşklara
nadirdi bir metropolde dudakları titrek gece karanlığı mavisi kadın
o buralardan değildi
nadirdi metropolin bu yalnızlığı onunla
suskun kalabalıklar doğurdu bu ilgiler İstanbul günlerinde bana
tutsan olmaz rüyaları kaçarlar
kalanlarla yorgunsam kaşlarım çatık
her an boyana bilir kırmızı kana bulaşmış gözlerim hasretten ölüme
nadirdi bu cinnetler sonradan her gün oldu
aşka sitem gibi her an aldı beni götürdü
memleketsizlik çektiğim
herkese uzyadan geldimi söyleyeceğim günlerde
nadirdi gece karanlığı mavisi kadın
etekleri yırtık kaldırımların ruhuydu
namussuzluğun nefes sancısından uzaktı
ortalık malıydı
ama sadece yalnızlık ilhamı için ortalık malıydı
hayır o ilhamdı
sevgisizlik düşüncelerimde pembe bir gerçekti
Kayıt Tarihi : 17.7.2007 17:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)