Kendini bırakıp gidiyorsun
Ardında gölgelerin kokun ve sen
Gitme kal günahlarınla kal
Yanımda gölgelerin kokun ve sen...
Yanık bir toprak kokusu
Her yağmur yüreğime değdiğinde
Bir tomurcuk, bir filiz patlamasıdır
Gölgelemesine izin verdiğim mutluluklar
Unutulmazlık sonsuzluğuna kattığım anılardır.
Kendi içimde kendimden saldığım
Yok umulmaz değildir her akşam
Umulmadık beklentiler ve yalnız bırakılmış akşamüstleri
Kendi içinde kendini doğurur yalnızlığın gerçekleri
Bir sır kapısıdır aşkın beklentileri
Yok umulmaz değildir her akşam
Ve sabahında getirdikleri
Uzundur, geniştir, bitmezdir gittiğimiz yollar
Aydınlıktır,ışıltılıdır bakılmazdır baktığımız gözler
Sevilmezdir, sevmezdir ölümününe sevgilerimiz
Yol arkası, yol önü her yöndür pusulalarımız.
Fırtınalı denizlerde bulut arkası
Güneşli günlerde gölge ardı
Köşe bucak kaçmalarla dolu
Upuzun şüpheli geceler
Yalnızlık dolu boşalmış şişelerde
Kendi unutulmuşluğuna direnir
En kuytuda
En uzakta
Seni birden bırakıp gittiysem
Yalnızlığıma seni de ortak ettiysem
Çıplak dağlarda tek başına
Yağmura soğuğa rüzgara kimsesizliğe
Hele sensizliğe dayanmak neymiş
-ki apartmanlarda kalabalıklarda-
Sayısız yolculuklar yaşadığım
-üç gün arası-
Uzun yollar aldığım zamandan kaçırdığım
-saatsiz ve sensiz-
Susturamadığım sevdalarımı boğduğum
-kansız bıçaksız-
Yorgun yağmurlara salmışsın beni
Su akıntıları biriken yüreğinle birlikte
Kağıttan kayık olmuşum
Islandıkça yan yatıp batan
Erişilemiyen sonlara doğru bir yerlerde
Kapılmışım sevdanın anaforlarına
Ne zaman baksam daracık penceremden
Gece karanlığında sayısız....suskun....
Işık ve dert küpü pencerelerine
Bakaıp bakıp güldüğünü sanırım şaşkınlığıma
Mavi gözlü İstanbulum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!