Kayseri’de dünyaya geldi. Genç yaşlardan itibaren farklı kültürlerle bağ kurmaya ilgi duydu; bu merak zamanla hem ticarette hem de sanatta kendine yeni yollar açtı. Müziğe olan yatkınlığı, kelimelerle kurduğu ahenge yansıdı. Şiirlerinde çabalayış, tükeniş, umut ve aşk gibi insan ruhunun en derin temalarını işler. Onun için şiir, hem bir iç yolculuk hem de hayatın karmaşasında bir tutunma biçimidir.
Bahset ki;
Birlikte analım tüm anıları.
Yeter ki anlat bana her şeyini,
Arzularını, hislerini
Ve tüm tutkularını…
Bir de seni anlat bana.
Ben neye bağımlı olduğumdan emin değilim;
Bazen dikeni bol geçmişime,
Bazen meşe kokan bir kitaba,
Bazen annemin gül kokusuna,
Bazen bir fincan kahveye,
Bazen hoş bir sohbete,
Ilık ılık damlarken gözyaşlarım boş kadehe,
Karşımda sen yoksan
Bezekârı ben miyim?
Rüzgâr fısıldarken şarkılarını kulağıma,
Sigaramın dumanı seni rahatsız etmiyorsa
Kıyısına varılamayan gecede, dalgalar zincirlenmiş bedenler gibi kıvranıyordu; deniz, her çığlıkta kendi tuzunu kusuyordu.
Uzakta ince çizgiler göğe değil, göğsüme saplanmış bıçaklar halinde, her biri ışık yerine irin akıtıyordu.
Zeminin üstünde sürünen bacaklar vardı; kırık diz kapağından çıkan kemikler toprağı tırnaklıyordu.
Eski bir ismin gölgesi, çürümüş bir dilin içinde hapsolmuştu; adı anıldıkça kurtçuklar çoğalıyordu.
Yönsüz rüzgâr, konuşmadı bugün; toprağın altına gömülmüş cansız elleri, soğuk bir dua gibi öptü.
Bizler büyürken hislerimiz küçülüyor…
İlişkiler filizlenirken kalpler katılaşıyor…
Oyunculuklar artarken çığlıklarımız azalıyor…
Kalpler genişlerken aşklar daralıyor…
Ayaklarım,
Kenevir bağımlısı ayaklarım.
Başlayınca durmaz,
Durdukça durursunuz.
Akıl işi değilsiniz, vallahi.
Beni anlamak
bir kuşun gökyüzünü özlemesi kadar doğal,
bir işçinin paydos saatini beklemesi kadar haklı.
Beni anlamak
bir çocuğun annesini çağırması gibi sade.
Omuzlarımdaki yükler,
Akıl almaz bir hale bürünüyor.
Kafatasımın içinde melek ve şeytan kavgaya tutuşmuş;
Kasvet dolu bir kargaşa.
Hayaller ve pişmanlıklar boğaz boğaza.
Her parçam kana bürünüyor.
Karanlık güzelim gökyüzünde,
Yalnız bir yıldız gibiyim adeta.
Duygularım karışık, kalbimde yara…
İstesem de hareket edemiyorum aşka.
Alın gidin korkularımı,
Siyah bir sonbahar akşamı,
Ayağımın altında kurumuş yaprakların çıtırtısı;
Bir taraftan yağmur çiseliyor, rüzgâr saçlarımı okşuyor.
Dinliyorum kafamdaki dönen o güzel sesini;
Bu şarkıyı değiştiremiyorum, hiç bitmesin istiyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!