Duramadın gine durduğun yerde,
Ne çare ki burda naçarsın gönül.
Vatan sevdasıdır taşırsın ser de,
Ne varırsın ne vazgeçersin gönül.
“Güllü bahçalarda” güzel tavlarsın,
“Meşelere” çıkar keklik avlarsın,
Sılanın derdiyle kendin eylersin,
Hasrete bürünür göçersin gönül.
“Taşlıklarda Gerdek kaya” yolunda,
“Veli’nin eşmede Killik belinde,
Öküz yatağında dokuz dönümde”,
Çiğdem çiçek olur açarsın gönül.
“Pelidin başında” demleyip çayı,
Oturup “Yamaçtan” seyreden köyü,
“Kuyu pınarından” buz gibi suyu,
Eğilir kanası içersin gönül.
“Sakızlık Burnu’nda” berçin sökersin,
“Kepir’de” ha bire fidan dikersin,
“Kuş tepelerinde” gazel çekersin,
“Allı turnalarla” uçarsın gönül.
“Arpalık’ta” pakla pancar paklarsın,
“Aliki yolundan” sapı yüklersin,
Gece harmanlarda çeci beklersin,
Arpayı buğdayı biçersin gönül.
Yazıyı yabanı dolandın durdun,
“Arif Ağa’nın” orda meşveret kurdun,
Gözün mü körüdü yeni mi gördün?
Sapınan samanı seçersin gönül.
Usandın yıllardır burada kahırdan,
Bilmem ne anlıyon kokmuş şehirden?
Havası da solunmuyo zehirden,
Her gün ESK’EKİN’ gaçarsın gönül.
KURTOĞLU’MU bir kararda koymazsın,
Geder görür görmelere doymazsın,
Şehir yaşamını yaşam saymazsın,
Burada bin bir derde düçarsın gönül.
1994
Rifat KurtoğluKayıt Tarihi : 21.7.2011 21:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!