Adı çoktu, şifreli
Çağıranı da…
Dillerde peleseng
Beklediği bir elma çekirdeği
Havva’nın yediği
Aslı Arap dilberi
Belki bir peçeli
Atı üstünde harmanili
Yüreklerin fatihi
Harami prensesi
Efsanelerde vardı;
Buruk yüreği
Barınağı
Kuyuları
Diplediği soluğu
Çöl rüzgârıyla raksı…
Bir ayağı çamurda
Bir ayağı tuzlu suda, derya da
Başından aşağı sağanak
Mezarcı, bir kazıda
Yasemin olamazdı çiçeği
Kesifti kokusu
Bir tutam fesleğen seçti kendine
Ekti dilekleriyle
Gölgelerin gizlediği kuytulara
Ayaz kesti kökleri
Yoktu içlerinde vefa
Güz yakındı yüreklere
Vakitsiz gelse de
Gök kubbe yıldızdan dam
Kurumuş bir iskelet
Ellerinde imkânsız
Paylaştıkları sevda
Yüreğin meskeninde
Yanık bir nokta
Yetmedi kalabalıklar
Çekmişti kısa çöpü
Yalnızlığa…
Sürgün etti teni
Soğuk lahde
Boz renkli duru soğuk
Ayrılık dağlarının derinlerinde
Çatıktı kaşları
Yamacında bıraktığı
Belirsiz bir ayak izi
Öfkeliydi
İstemeden verdi
Yüreğe depremini
Denkti
Gözyaşı dolu çanaklara
Oyuklar içinde
Köpüklü yağmur birikintileri
Hasıraltıydı zaman
Elinde, Kha
Pazenden bir perde çekti
Gözkapaklarına
Mühürledi kafesi mezara…
06.11.2006/P.tesi/01:19
Esra ErdoğduKayıt Tarihi : 6.11.2006 09:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Esra Erdoğdu](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/11/06/nacar-8.jpg)
tebrikler
TÜM YORUMLAR (2)