Bana bir zindan bul ki kapanayım oraya. Senden bir şeyler alayım yanıma, ışık gerekmez, sadece gözlerimi dikeceğim bir parlak nokta çiz duvara. Ben onu sen gözünün teki sanayım. An gelsin dertlendiğimi dökeyim, ama anlar olsun, her öfkemi mıhlayayım oraya. En sonu hiç gelmesin ki ben sana doya doya nefretimi kusayım ki birazdan hissedince huzurun kaçsın....
En son cümlemi en başa yazayım ki sanma sana ağlamalarımı yazacağım...
Kahretsinle başlayan sesine, alev almış yüzüne konuşayım her gece sonu sabahlara kadar...
Gece sabahı çok uzun bir gece.
Tüm düşüncelerim vagon vagon sırtımda sanki. Kaç gül solması bu akşam sonu karanlık uzantısı. Sevgi dediler adına yüklerken sırtımıza boş kümeleri.
Heybeler dolusu gam, geceler boyu düşünce, ertesi güne uzayacak telaş.
Aslolan çok sevmekti. Eğilircesine, kükrercesine, her türlü tarife uyarcasına, arkasında hiç tereddüd bırakmadan, çok sevmek gerekti, yarınlarda çok acı yaşamak…
Oysa sevgi, dünlerde başlayıp, yarınlara uzardı. Fırtınasız, fırtınalardan kaçarak, sevgiliyi çok sevmekti… Galiba biz de bunu yapmak istedik… MUHTEŞEMMM...
Bir roman yazmaya yetecek kadar uzun soluklu tümceler. Duyguları şiirsel bir dille sunum. Duygu eşiği yüksek bir çalışma. Kutluyorum Mustafa bey Okurken edebi bir tat aldım. Paylaşımınıza teşekkürler.
Daha önce de pek çok denemenizi okumuştum hepsine yorum yapmasam da.Kahraman Taze oğlu tarzında kaleminiz var. Derlemeyi, yayınlamayı düşünüyor musunuz?...
Kutluyorum içtenlikle. Nicelerine....
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta