Naat Şiiri - Yorumlar

Arif Nihat Asya
47

ŞİİR


611

TAKİPÇİ

Seccaden kumlardı...
Devirlerden, diyarlardan
Gelip göklerde buluşan
Ezanların vardı.

Mescit mümin, minber mümin..
Taşardı kubbelerden Tekbir,

Tamamını Oku
  • İsmet Anik
    İsmet Anik 21.05.2016 - 11:34

    Gelen Fatihalar'dan Yasin'lerden hasıl olan sevap'lardan sanada nasip olsun İnşaallah

    Cevap Yaz
  • Erdal Koca
    Erdal Koca 08.12.2015 - 11:10

    Çok değerli dostum, ağabeyim ve üstadım, Rahmetli Arif Nihat ASYA'nın asistanı Yavuz Bülent Bakiler'in dilinden Arif Nihat ASYA'yı dinleme bahtiyarlığına erişenlerden biriyim. Kelimelerin asıl manasını, şiirin ruhunu ve Rahmetli Arif Nihat ASYA'yı ondan daha güzel kim anlatabilir. Allah, Yavuz Beye uzun ömürler versin, Arif Nihat ASYA'ya da rahmet etsin

    Cevap Yaz
  • Salih Rendeci
    Salih Rendeci 05.11.2015 - 14:03

    Nur içinde yatsın büyük üstat. Cennette Peygamber Efendimizin komşusu olsun

    Cevap Yaz
  • Haki Gökhan
    Haki Gökhan 23.08.2015 - 21:58

    Gelin ey, FATİHALAR YASİNLER

    güzel şiir yazmış

    Cevap Yaz
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi 27.02.2015 - 15:26

    Üstad döktürmüş, tam Top 100 listesine yakışan bir şiir..

    Cevap Yaz
  • Uğur Benek
    Uğur Benek 19.05.2014 - 11:33

    Bu şiiri bir de Sacit Onan'dan dinleyin!
    Şiire şiir katıyor sanki...

    Cevap Yaz
  • Hamdi Oruç
    Hamdi Oruç 21.01.2014 - 17:03

    Bu şiire yazılan bir yorum üzerine cevaben bu yorumu yazıyorum:'Sanat sanat içindir' diyenler de dahil şiirde bir ideolojiyi barındırdılar.ya gündemde olan yada gündemden düşmüş bir ideolojiyi şiir mutlaka yüklenir.'sanat sanat içindir' iddiasını doğru anlamalıyız.Bu konuda yanlış bir anlayış var.O batıldır.Bir aldatmacadır.Kısaca söyleyeyim ideolojiden şiiri arındırmak mümküm değildir.Ancak sanatında hakkını vermek gerekir.diye düşünüyorum.

    Cevap Yaz
  • Yaşar Akbaş
    Yaşar Akbaş 15.11.2012 - 00:25

    İslamın dünü bügünü ve yarınının toplu değerlendirilmesi

    Cevap Yaz
  • Fatima Humeyra Kavak
    Fatima Humeyra Kavak 24.05.2012 - 17:08

    Bismillâhirrahmânirrahîm

    Andolsun ki; size, sizin içinizden azîz bir Resûl geldi. Sizin üzüldüğünüz şey, O'na ağır gelir (O'nu üzer) . Size çok düşkün, mü'minlere şefkatli ve merhametlidir.

    Tevbe Suresi ayet 128
    REGAİB KANDİLİMİZ MÜBAREK OLSUN DiN KARDEŞLERiM

    Naat

    Seccaden kumlardı..
    ................................
    ................................
    Devirlerden, diyarlardan
    Gelip, göklerde buluşan
    Ezanların vardı! .

    Mescit mümin, minber mümin...
    Taşardı kubbelerden tekbir,
    Dolardı kubbelere “amin”..

    Ve mübarek geceler dualarımız;
    Geri gelmeyen dualardı...
    Geceler ki pırıl pırıl
    Kandillerin yanardı..
    Kapına gelenler ya muhammed,
    - uzaktan, yakından –
    Mümin döndüler kapından...

    Besmele, ekmeğimizin bereketiydi,
    İki dünyada aziz ümmet;
    Muhammed ümmetiydi.

    Konsun –yine- pervazlara güvercinler,
    “Hû hû”lara karışsın âminler...
    Mübarek akşamdır;
    Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!

    Şimdi seni ananlar,
    Anıyor ağlar gibi...
    Ey yetimler yetimi,
    Ey garipler garibi;
    Düşkünlerin kanadıydın,
    Yoksulların sahibi...
    Nerde kaldın ey Resûl,
    Nerde kaldın ey Nebi?

    Günler, ne günlerdi, yâ Muhammed,
    Çağlar ne çağlardı:
    Daha dünyaya gelmeden
    Mü’minlerin vardı...
    Ve bir gün, ki gaflet
    Çöller kadardı,
    Halîme’nin kucağında
    Abdullah’ın yetimi
    Âmine’nin emaneti ağlardı.
    Hatice’nin goncası,
    Aişe’nin gülüydün.
    Ümmetinin gözbebeği
    Göklerin resûlüydün...

    Elçi geldin, elçiler gönderdin...
    Ruhunu Allah’a,
    Elini ümmetine verdin.
    Beşiğin, yurdun, yuvan
    Mekke’de bunalırsan
    Medine’ye göçerdin.
    Biz bu dünyadan nereye
    Göçelim, yâ Muhammed?

    Yeryüzünde riyâ, inkâr, hıyanet
    Altın devrini yaşıyor...
    Diller, sayfalar, satırlar
    “Ebu Leheb öldü” diyorlar.
    Ebû Leheb ölmedi, yâ Muhammed
    Ebû Cehil kıt’alar dolaşıyor!

    Neler duydu şu dünyada
    Mevlidine hayran kulaklarımız;
    Ne adlar ezberledi, ey Nebî,
    Adına alışkın dudaklarımız!
    Artık, yolunu bilmiyor;
    Artık, yolunu unuttu
    Ayaklarımız!
    Kâbe’ne siyahlar
    Yakışmamıştır, yâ Muhammed
    Bugünkü kadar!

    Hased gururla savaşta;
    Gurur, Kafdağı’nda derebeyi...
    Onu da yaralarlar kanadından,
    Gelse bir şefkat meleği...
    İyiliğin türbesine
    Türbedâr oldu iyi.

    Vicdanlar sakat
    Çıkmadan yarına,
    İyilikler getir, güzellikler getir
    Âdem oğullarına!

    Şu gördüğün duvarlar ki
    Kimi Tâif’tir, kimi Hayber’dir...
    Fethedemedik, yâ Muhammed,
    Senelerdir.

    Ne doğruluk, ne doğru;
    Ne iyilik, ne iyi...
    Bahçende en güzel dal,
    Unuttu yemiş vermeyi...
    Günahın kursağında
    Haramların peteği!

    Bayram yaptı yapanlar;
    Semâve’yi boşaltıp
    Sâve’yi dolduranlar...
    Atını hendeklerden -bir atlayışta-
    Aşırdı aşıranlar...
    Ağlasın Yesrib,
    Ağlasın Selman’lar!

    Gözleri perdeleyen toprak,
    Yüzlere serptiğin topraktı...
    Yere dökülmeyecekti, ey Nebî,
    Yabanların gözünde kalacaktı!

    Konsun -yine- pervazlara güvercinler,
    “Hû hû”lara karışsın âminler...
    Mübarek akşamdır;
    Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!


    Yüreklerden taşsın
    Yine, imanlar!
    Itrî, bestelesin Tekbîr’ini;
    Evliyâ, okusun Kur’ân’lar!
    Ve Kur’ân-ı göz nûruyla çoğaltsın
    Kayışzâde Osman’lar
    Na’tını Galip yazsın,
    Mevlid’ini Süleyman’lar!
    Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle
    Geri gelsin Sinan’lar!
    Çarpılsın, hakikat niyetine
    Cenaze namazı kıldıranlar!

    Gel, ey Muhammed, bahardır...
    Dudaklar ardında saklı
    Âminlerimiz vardır...
    Hacdan döner gibi gel;
    Mi’râc’dan iner gibi gel;
    Bekliyoruz yıllardır!

    Bulutlar kanat, rüzgâr kanat;
    Hızır kanad, Cibril kanad;
    Nisan kanad, bahar kanad;
    Âyetlerini ezber bilen
    Yapraklar kanad...
    Açılsın göklerin kapıları,
    Açılsın perdeler, kat kat!
    Çöllere dökülsün yıldızlar;
    Dizilsin yollarına
    Yetimler, günahsızlar!
    Çöl gecelerinden, yanık
    Türküler yapan kızlar
    Sancağını saçlarıyla dokusun;
    Bilâl-i Habeşî sustuysa
    Ezânlarını Dâvûd okusun!

    Konsun –yine- pervazlara güvercinler,
    “Hû hû”lara karışsın âminler...
    Mübarek akşamdır;
    Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!


    Arif Nihat Asya

    Cevap Yaz
  • Abdurrahman Yildiz
    Abdurrahman Yildiz 01.05.2012 - 11:36

    İşte şair, işte şiir. Fazla söze gerek yok. Tam puan bu şiire az gelir.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 133 tane yorum bulunmakta