Naat Şiiri - Yusuf Turabi

Naat

Vahşet dolu bir çağın karanlık bir dönemin
O mukaddes nuruna muhtaç iken tüm zemin
Dünyaya göz açmıştı mekkedeki mümtaz kul
Ey nebiler nebisi hoş geldin büyük resul
Dünyaya vuslatınla sönük kalmıştı güneş
Devrildi bütün putlar söndü bin yıllık ateş
Yıklımıştı sarayı gelişinle kisranın
Bunlar başlangıcıydı batıldaki hüsranın
Vuslatınla dünyada güzel olmuştu güzel
Güzellik varolacak seninle ebed ezel
Tüm dünya birbirini o gün müjdelemişti
Ol Muhammed Mustafa zuhur etti demişti
Sen semada Muhammed incildeki Ahmetsin
Sen insanlığa değil alemlere rahmetsin
Sen yüce sanatkarın noksansız eserisin
Habibi kibriyası rahmet peygamberisin

Senin gelişin ile kaybolmuştu meçhul
Yapılan tümdualar senin adınla makbul
Senin şefaatinden mahrum eyleme bizi
Ey nebiler nebisi hoş geldin büyük resul

Risaletten öncede sen Muhammed-ül emin
Rabbinin nazarında sen rahmeten lil alemin
Sensin tüm kainatın yaratılış sebebi
Sen nasıl sevilmezsin övülmezsin ey nebi
Rabbim ''levlake levlak lema halaktul eflak''
Olmasaydın kainat mutlak olurdu helak
Lütfuna mazhar olan hatemül enbiyasın
Kararmış gönülleri aydınlatan ziyasın
Seni selamlıyordu yolda ağaçlar taşlar
Seni tasdikliyordu gökdeki uçan kuşlar
Sana inanmayanlar ne kadar kör ve sağır
Taşıdıkları inkar dağlardan bile ağır
Ey nebiler serveri yetimler efendisi
Rabbimden inzal olan kuranın ta kendisi
Asırlar sonrasından sesimi duyarmısın
Bu asi günahkarı ümmetden sayarmısın

Ey habib hürmetine rabbin rahmeti mebzul
İnsanlığa verilmiş en bereketli mahsul
Yaratılan her nesne seninle buldu hayat
Ey nebiler nebisi hoş geldin büyük resul

Bu mukaddes davanın sensin kutlu elçisi
Fatımanın babası Haticenin incisi
Ebu Bekirin gibi ayrılmasam yanından
Hamza gibi uğruna vazgeçseydim canımdan
Zübeyirin olsaydım çekseydim kılıncımı
Sokaklara dalsaydım almak için hıncımı
Bilal gibi çöllerde çekseydim eziyeti
Ömer gibi etseydim medineye hicreti
Bütün dünyalıkların hepsini geri tepsem
Nübüvvet mühüründen ükkaşe gibi öpsem
Ayağının altında keşke turab olsaydım
Geçseydin üzerimden her gün harab olsaydım
Kumların ortasında sahrada açan gül
Kavruldu firakınla sana ram olan gönül
Dağıldı dünyamıza hiradan emvacı nur
Nurun her katresine çekiyorken tahassür
Biçare hasta ruhlar seninle buldu sıhhat
Sana binlerce selam sana binlerce salat
Sana salat söylesin tüm evren tüm mevcudat

Sen seçilmişe geldi ayetler nüzul nüzul
Her ayet inişinde şirk oluyordu maktul
Hak geldi mutlak batıl zail oldu sonunda
Ey nebiler nebisi hoş geldin büyük resul