Dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar
Falları grafiklerde bakılanlar siz de işitin..
Külden martı doğuran odalıklar
Ve kahyalar
Kara pıhtılarıyla damgalanmış veznelerde dili
Şehvetsiz çilingirler, yaltak çerçiler
Celepler ki sıvışık, natırlar ki nadan
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Klasik İsmet Özel tarzı,
derinlikleri olan, toplumsal, geçmişe özlemi olan,
çok şey anlatan,
Biliyoruz günden güne çopurlaşan yer yuvarlağında
Bizleri yan çizen birer hemşehri haline sokan nedir
Çırpını çırpını giden atlardan indik
Girmek için patavatsız yurttaşlar sırasına
Zihnimiz, acizlerin şikayetleri sığacak kadar
Kanırtılırken ses etmedik
seçici kurula tebrikler
okurken yoruldum
okurken yoruldum
Eğer şiir;imgelerin ve başkalaş/tırıl/mış sözcüklerin kaba bir dansıyla göz gözü göremeyecek kadar tozu dumana katmaksa,şairimiz bunu fazlasıyla başarmış.İki defa okumama rağmen birkaç kırıntıdan başka bir şey anlamadım.O kırıntıları da birbiriyle kaynaştıramadım...
Şiir çok basit yazılsın demiyorum.Tabiî ki emek verilmeli.Ama bu emek;daha zor anlaşılması uğruna, imgelere ve zorla türetilmiş sözcüklere kurban edilmemeli.Şiir anlaşılır olduğu ölçüde okuyana zevk verir...Selamlarımla
60 sonrası toplumcu şiirin önde gelen isimlerinden.-hatta en önemlisidir bence-
Bir ara kendi tabiri ile 'müslüman oldum' diyerek şiirdeki o naif kurgudan, o akıcı ifadeden uzaklaşa sa da, gazetinin birinde 'bir zamanlar bir İsmet Özel' vardı başlığı altında hem sağa hem sola isyan bayrağını yeniden göstermekle şiirdeki o eski çizgisine de geri döndü zannımca..
İslam dinini seçen elbette ki şiirsel bir dünya görüşünü benimsemiştir, yukarda yazdıklarım yanlış anlaşılmasın lütfen..
Karşı şiirlerin şairi olsa da, içsel bir muhalafettir bu.. Evrensel trajediyi sorgulayan başarılı bir şair.
Şair klasik gelenekten öte bir tavır sergilemiş bu şiirde de.
Şiirde gizli bir çağrı var ama o kadar güçlü bir çağrı ki, hem her bir ferde ayrı ayrı hem de topyekün toplumun tamamına birden.. Bir de bir eleştiri söz konusu, çünkü ne zaman o eski zaman ne insanlar o eski insanlardır..
Kirlenmiş her şey. Toplumsal bir kirlenmişliğin inanılmaz boyutlara ulaşması vardır anlatıda.. Düzenin getirisi olan bir kirlenmişlik!
Umutta vardır yine de şiirde, çünkü toplumcu şairlerin umutsuz olması gibi bir lüksü yoktur.
Ve şairin de dediği gibi, 'başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız' burda hiç bir canlıyı üzmeyen müşfik bir insandan söz ediliyor ki o da Hz. Muhammed (a.s) dir..
Velhasıl-ı kelam. Güzeldi...
''Dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar''...
Bu çapraşık söylemlerden , acep kimler , ne anlar...
Peygamberi övmek bu mu , karanlıkta göz kırpıp ;
Sevgiyi imge yutmuş , NAAT'e olmuş olanlar ...
kalemi çok kuvvetli ve anlam bütünlüğü zorda olsa çok derin..şiiri okuduğumda anlamakta ve geçişlerde çok zorlandığımı itiraf etmem gerek..bu durumda da yorum yapmak bana düşmez..ama benim için şiir azda olsa yalın ve akılda kalır olmalı, iz bırakmalı..emeğinize, kaleminize sağlık..saygılar..
anlamı derin vurgular taşıyor imgeler, lakin çözümlemek zor . bir çırpıda bu demiyor. nefes almak gerekiyor her satırın ardından. anlayıp gülümsemek için. kelamı, kalemi güçlü belki karışıklığı ondan.saygılar
İsmet Özel’in değişik bir tarzı var anlamakta zorluk çektiğim ve henüz anlamlandıramadığım…
Şiirleri değişik bir dile ve ses rengine sahip… Farklı yorumluyor karmaşık ve dolambaçlı bir anlatımı var… Soğuk bir duruşu var buda şiirlerine yansımış sanki…
Ben onu okumaktan hep kaçan biriydim itiraf ediyorum ama burada gafil avlandım
( Bizim sülalenin vazgeçilmez şairlerinden) ama bir ben uzak durdum kendisinden galiba onu okuyup anlama ve idrak etme sırası bana geldi…
O yüzden yorumda bulunmaktan kaçındım ve sadece şair hakkında fikirlerimi yazmak istedim. İlerde şirlerini okuyup anladığımda naçizane bende yorumumu yaparım.. ama şimdilik kalsın...
Şaire saygılar...
İsmet Özel'in bu şiiri beni, iki yıl önce yazdığım bir şiire götürdü. Kaygılanmanın ne denli de derin olduğunu duyumsayarak... şairin ve okuyucunun hoşgörüsüne sığınarak... Belki kaygıyı azaltır diye...
Ey Yaşam Ateşinle Koru Beni!
bir zamanlar
dost eline dolu varırdık
ya haziranlardan doldurduğumuz kiraz salınışı
ya da temmuz bostanlarının sabah serinliği
mutlak yanımızda olurdu
ve en sevdiğimiz giysimizle çıkardık
her merhabanın kerevetine
bir de birileri
kumru sevişmeleri ve bülbül bekleyişleriyle
doldurmuş olurdu
odaları önceden
her sözün gidişi
bir gelinin el öpmeye gelişine ayarlanırdı
her gülüşün kanatlarına serçeler konardı
ve her bakışın telekleri
daha bir yeğniydi menzilinden
koynumuzda beslediğimiz keklikleri
saldıkça sohbetin ortasına
bütün yaylalarına evlerin
ilkyaz çağlayanları dolardı
şimdi
ne ellerimizin gelincik inceliği
ne kucağımızdaki gülücük çelengi
ellerimiz diye taşıdığımız
safi tırnaklarımız
kayadan kaba
giyotinden keskince
bütün fazlalıkları bir çağın tabağına doğrayanımız
sonra
akşamdan gardını almadan
yanaşamaz kimse kimseye
ya cebinde en insan zamanların
kılıçtan keskin
ve yılanı deliğinden çıkaran söz inceliğinde
bir alışkanlığı saklıyorsa öteki
ya geleceğin öpücükten örülmüş
sevgili yüzü
bizimkine eklenirse
şimdi bir yüz çevirmeyle tabanları yağlayıp
boşluğun minderlerine serilmeli değil mi?
ben, ötüşü sıra gecelerinden
bir göçmen kuş değil miydim?
hangi sırayla kapatacağım ağzımı şimdi?
ve bir daha
hiçbir ufkun alacasına koyamadan döşümü
hangi sırayla yerlere sereceğim düşümü?
söyleyin!
sıra kimin!
sıra kimin söyleyin!
yoksa
öncesiz sonrasız
çok bilinmeyenli bir ateş zamanı mı yüklediniz
son asrınıza?
söyleyin!
neyin diyeti bu
bu günah kimin?
ne zaman açtık bu kapağı
kim bırakmıştı bu kutuyu buraya
bu cinneti kim yazdı alnımıza
bu yazı kimin?
sesim :
en uzun uçuşa hazırlanan
kırlangıç çığlığı
Ey yaşam !
ateşinle koru beni!
Ali Tekmil
Bu şiir ile ilgili 33 tane yorum bulunmakta