Kirpiklerinin sakladığı gözlerine vuruldum ilk önce,
And olsun ki senden başkasına bakmadım Dılé...
Yıkılmış viran ülkeme nasıl sığdırabilirim sensizliği
Bu yalnızlığın resmini nasıl çizebilirim sen yokken hayatın orta yerine
Anla beni n'olur
Düşlerim kesmişse kollarını kan revan
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
anla beni n'olur?
hadi susma n'olur?
susmak ki her duygunun gebeliğine yataktır.
Temmuz sıcağında üşüyen parmaklarımdan öç alıyorum
Alnının çizgisinde yürüdüğüm yollarım bitti...
Doyumsuz bir şiir paylaşım okudum
seven gönülere bıraktıgı iz
hafızalardan uzun süre gitmeyecek
şair yüreğini yürekten kutlarım
başarılar seninle olsun
.......
And olsun ki senden başkasına bakmadım Dılé...
....
Yıkılmış viran ülkeme nasıl sığdırabilirim sensizliği
Bu yalnızlığın resmini nasıl çizebilirim sen yokken hayatın orta yerine
....
Ve yanık kokusu geliyorsa bir yerlerden
Kapkara gözlerinde yanan kalbimin etidir...
Affet beni n'olur
Bilsen ne çok dağıldım sokaklarında dolaşırken adım adım.
......
Bu kaçıncı yüzyılıdır lal olmuş mevsimlerin koynunda büyüttüğü.
Yokluğunda devrik cümlelerin ortasında kalan
Sana benzettiğim kaç iklim geçip gitti
...............
Alnının çizgisinde yürüdüğüm yollarım bitti...
Darılma bana n'olur Unutmadıysam gözlerini diye
...
Ve seni anlatan bütün kelimeleri sakladıysam zulamda kırılma.
....
Sen böyle uzakta sırılsıklam bir gecenin koynunda ısınırken
.......
Ben böyle üşürken düşlerine girip kendimi nasıl yakabilirim?
..
Hadi susma n'olur...
Her biri yürekleri yangın yerine çeviren bu dizeleri yazdıran yüreğe teşekkürler
Darılma bana n'olur
Unutmadıysam gözlerini diye
Ve seni anlatan bütün kelimeleri sakladıysam zulamda kırılma.
Gelmedin, gelipte görmedin
Uçurum boyu sana dair aydınlık günlerimi güneşe serdiğimi...
Şimdi söyle bana,
Sen böyle uzakta sırılsıklam bir gecenin koynunda ısınırken
Cesedime sarılmış bu kör kuyudan ne kadar kaçabilirim
Ben böyle üşürken düşlerine girip kendimi nasıl yakabilirim?
Hadi susma n'olur...
Diller susmuşsa bir kez; suskunluk yerleşmişse çaresiz yüreklere...hele de ağustos sıcağında bile üşüyorsa sevgisizlikten ruhlar, çare değildir söylenecek hiçbir kelime...yüreğine sağlık şairim, saygıyla kutluyorum...
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta