01.05.2008 Alibeyköy
marmarada ki; cümbüş, doğuda sefil isyan
hır-gür çekişmeleri kimlerdir, planlayan !
sen ki! çanakkale’de; düşmanı püskürtmüşsün
hakka sırtını dönme herşeyin olur ziyan.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
candan tebrikler...kaleminiz daim olsun.
bu harika çalışmanızdan dolayı sizi tebrik ederim İlyas bey,dilerim gül kokulu kaleminiz hiç susmasın,tam puanı gönderiyorum efendim selamlar,
Çok güzel,harika..tebrikler.gönlünüze sağlık...
Yüzün hep bakardı avuçlarına
Ne oldu da küstün atalarına
Kimse bakmaz yarın gözyaşlarına
Uyan! Gel kendine nerelerdesin
Nelerle meşgulsün, ne hallerdesin?
ilyas’ım; vatan’a, kurbandır canım
Dedem gibi feda olmalı kanım
Bu vatanı böldürmeyiz aslanım
Ben burda bekçiyim, sen neredesin?
Nelerle meşgulsün, ne hallerdesin?
Çok anlamlı bir biçimde, milli bilince seslenişi dile getirmenden çok mutlu olduğmu söylemek isterim.Bu anlamlı çalışmanla çok önemli bir görevi başarmış olmaktasın.Sizi kutluyorum Sayın İlyas Bey.
Mürsel Adıgüzel
www.anadolukultursanatvemozaikdernegi.bz.tc
Türk'e Sesleniş (II)
Ne çabuk unuttun 'ata'buyruğun
Hafızan mı gitti,kuş mu kesildin?
Ne sesin çıkıyor,ne de soluğun
Haine eğilen 'baş' mı kesildin?
Kurudu bağların,güllerin soldu
Kutlu otağına baykuşlar doldu
Sen böyle değildin,sana ne oldu
Volkandı yüreğin,'taş' mı kesildin?
Üç kıtada fetihlere koşardın
Zafer tüküsüyle kükrer,coşardın
Yatağına sığmaz,akar taşardın
Suyun mu kurudu,'kış' mı kesildin?
Baştacı ettiğin satar vatanı
İnkâr etmektedir,şehit yatanı
Boğardın tükrükte sana çatanı
Dinler bahçesine 'hoş'' mu kesildin?
Mazlumlara dosttun,zalime düşman
Göğsüne çarpanlar,olurdu pişman
Ne zaman dost oldu,bıldırki düşman
Düşmana sunulan 'puş' mu kesildin?
Yeter süründüğün,fırla ayağa
Selam Türk İline,selam bayrağa!
Türk mührünü vurmalısın bu çağa
Gaflet uykusunda 'düş' mü kesildin?
Dursun Elmas
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta