Veni
Açılsın parantez
Geldim.
Sana.
Vals getirdim.
Dürt şu içimdeki narı, vakit geldi, sular yükseliyor, ya içeri ya dışarı, şart oldu, bu tufan kopacak.
Biz cehenneme iki odunuz, ruh üflenmiş soğuk kâbemize, ben isterim birlikte yanalım, o bildiğin elmadan beri, ayçiçekler kere, ben senden yanayım.
Narı diyorum, göğsünü göğsüme vursan kanatıyorsun, korkma bu kadar, göğsümün kafesine girince alışıyorsun, dürt artık şu içimdeki narı, senden başka neyim var?
Seninle tanıdım ben çarmıhın babasını, İbrahim'e serin ve selâmet değil miydi ellerin, o nar tutmaz ellerinle çekip almadın mı Yuzarsifi aktörsüz Nemruttan?
Vidi
Veysel kere.
Gördüm.
Narlı ellerini, bir kez.
Bu kasvetli büyüden gayrı, gökteki koça kurban edilmiş nar kesmez bıçaklara, beni bulana veya getirene Çatlı veyahut Ağca.
Tırnaklarına karışan her neyse yaşamın sırrıdır, kısa bir film şeridi gassalın artık suyu, okumuştum da bir çok yerde tanrıların da vaktinde insanlığını, sonra, daha çok okudum, seni göğsüme bastıran o gücü bilmek adına.
Bir bilmek belasıdır, taneleri kadar bilmek seni, yüzündeki o narsız beni; Bir seni korusun, ben ezber edeceğim.
Gözlerindeki iki tanrıçaya yeminler ederim, ciğerime bir kez dokunan dumanın silüetidir hep yüzün, ben istemezdim de böyle olsun, fakat görüyorsun, okşayamıyoruz zamanı, şu narı dürtmen için, yarın geç olmaz mı?
Üzerine basıp tane tane çignesen de kanayacağım, tadını çıkart ölümün, en çok yaşadım diyenin yoktur kemikleri, oysa senin hücrelerin öyle mi?
Adını bilen son kişiye dek senin şarkını söyleteceğim Gülhane'deki kargalara, gürültü hoş sedadan dahadır, yeni bir teoriye bulaşmak istemem ama belkide papağanı yaşatan da kötü sesli kargadır.
Sabit tutarsan bıçağı, narımı saplayacağım, kaburgamdan akan kanı katran gülünle donatacağım. Seni bilmeyen Ağrı'ya, Fiji'ye, bilhassa Everest'e Ferhat olacağım, bir elini bulaştırsan gömleğime Ganj'da günah yıkayacağım.
Evreka
Buldum.
Seni.
Dürt şu içimdeki narı, elinde hâlâ bulaşık mı var?
Sen Meryem'in elinde çatlamış nar, içinde 613 Ahit çekirdeği oynar.
Kanın bulanmayacaksa bu gömlek neyime yarar?
Sular diyor, yükseliyor;
Balıklara yem olacak karıncalar,
Vakti de varken yağmurun,
Kızım, narını göğe çıkar.
Tüm bunları ve kırmızı narı demedim ben, Nuh diyor ve peygamberdir de.
Oğlu inanmıyor,
Karısıdır ardına bakıyor,
Gemiye ikna olmuşlar değil,
İnanmışlar alınıyor!
Laykada narına çift bulan küheylandır hey,
Yere düşen un sessizliğiyle,
İçim oluk oluk akıyor,
Beyazın üstüne kan değil nar kırmızı,
İçim kılı kırk yarıyor,
Sen hangi duraktan binersen gemiye,
Titanik,
elleri bağlı ıstakozlarca,
Orda batırılıyor.
Her şeyden önce ve yine her şeyden sonra,
kapan,
parantez.
Kayıt Tarihi : 6.5.2020 15:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Birhan Keskin'e ve anıtsayaç'ına hürmetle.

Beğeni ile okudum
TÜM YORUMLAR (1)