Müzzemmil Suresi Şiiri - Osman Erdoğmuş

MÜZZEMMİL SURESİ

Mekkidir. “Müzzemmil” ve “Müddessir” sureleri, Kur’an’la inşa olmak isteyenlerin bu sureleri hücrelerine indirmesi gerekir ki inşa etsin mümini.
İsmini ilk ayetinden alır. MÜZZEMMİL: Sırta alınan yük manasına gelir. Epimolojik sözlükte; elbisede insan vücudunda ağırlık olduğu için bu ismi alıyor.
Zamanı, Mekke döneminin ilk yılları. “Alak” suresinin 5 ayetinden sonra bu surenin ilk 11 ayeti nazil oluyor. Efendimiz için vahiy daha yeni yeni iniyor, inşa ediyor. İlk 11 ayetinde 9 emir sigası var. Emir varsa bir yerde, emreden var. Emreden varsa, emredilen var. Emreden Allah, emredilen nebi.
1. Sen, ey omuzlarına ağır bir yük yüklenen Nebi. Yorganda insanın üzerinde bir ağırlık olduğu için böyledir.
2. Yükü ağır olanın dizinde derman pek olmalı. Yükü ağır olanın, gönlü kavi olmalı. Bilinci, imanı, bakışı sağlam ve takviyeli olmalı. Takviyeyi nereden alalım, yüreğimizden alalım. Takviye için teşebbüste bulunalım. O da gece kıyamdır. Gecenin efendisi olmayan, gündüzün efendisi olamaz. Gecenin abidi olmadan, gündüzün mücahidi olunmaz. Uykuna emrini geçir ki, yeryüzü seni dinlesin. Uykusuna dahi söz geçiremeyen kime söz geçirebilir. Dikkat edin namaz emri yok. Gaye Kur’an okuma. Namaz içinde anlaşılmış bu emir. Okumaktan emir, Kur’an’ı anlamak. Kur’an’ı anlamaktan maksat, hayata geçirmek. Namazın ruhu Kur’an’dır. Kur’an namazın kıyamında okunur. “KUM” burada onu temsil ediyor. Kıyamda Kur’an okumak, Allah’a Kur’an okumaktır. Müminlerin namazsız bir günü bile yok.
3. Geceyi 12 saat baz alırsak yarısı 6 saat, üçte biri 4 saat eder. Ama 4 saat okunacak Kur’an yok ki. En çok bir sayfa Kur’an var. Demek ki bir sayfayı 4 saatte okumak. İşte bu “TERTİL”in nasıl okunması gerektiğini anlatıyor. Kur’an’ı neden okuyor, okuyoruz da boğazdan aşağıya gitmiyor. Neden Kur’an’ın hafızı oluyoruz da muhafızı olamıyoruz. Neden? İşte cevap.
4. Tertil üzre, dura dura, sindire sindire, anlayarak oku. TERTİL: Kur’an’ı anlayacak şekilde, sindire sindire, anlamak için okumak. İnsan anlayamadığını nasıl yaşayacak. Kur’an bize tecviti değil, tertili emrediyor.
5. Dağlara inmesi halinde dağları toz duman edecek bir ağırlık. Her mümin aynanın karşısına geçip, vahiy sana indi mi, inmedi mi sorması gerekir. Senin nereni dağıttı, nerene ne etti sorması gerekir.
6. NEŞE: diriliş demektir. Diriliş neşesi, kalbin dirilişi.
7. 8. 9. RABBÜL MEŞRİKI VEL MAĞRİB: O zamanın doğu ve batısındaki iki süper güce nispet edilebilir mi? Bir tarafta Bizans diğer yanda Sasani’ler. Meğrik ve meşrib gelirse bir yerde bu, her yer demektir.---Rab sıfatıyla gelmesi bizi terbiye etmesindendir.
10. Allah’ın kullarından öyle vaz geçemezsin. Allah vaz geçiyor mu ki sen vazgeçeceksin. Allah her zaman affetmiyor mu? VESBİR ALA: Göğüs ger. Zoruna giden şeylere karşı. İki mana daha var. SABARA ANH: Diren, sebat et, geri adım atma. SABALİ: Cenneti elde etmek için sabret. Kullukta sabret. Cihat, namaz, zekat gibi fiillere sabret.
11. Burada zımmen: gündemini düşman belirlemesin ey Nebi. Düşmanın ne yaptığı hiç önemli değil, sen davana bak.
12. 13. Zımmen; verdiğim nimetlere küfrederseniz boğazınıza dursun diyor Rabbimiz. Boğazınıza dursun diyen Allah’sa orda düşünmek lazım.
14. 15. Elçi gönderdik. Kim gönderdi? Biz gönderdik. Elçiye zeval olmaz. Elçiye yapılan hakaret sahibine yapılmıştır. Elçiye bir lafınız varsa Allah’a laf söylenmiştir. Elçiyi küçümseyen Allah’ı küçümsemiştir. Firavun’un ilk geçtiği yer burası. Zımmen: kimin izini izleyeceksiniz ey muhataplar? Musa’nın mı, Firavun’un mu? Resülün mü, küfrün mü? Peygamberler ümmetlerinin şahitleridirler.
16. 17. 18. 19. 20. Zekat; artmak ve arınmaktır. Allah almak için istemez, vermek için ister.