Adın münafık, işin müzevir,
Bunu götürüyor, artık devir.
Kızan yoksa, laf’ı dönder, çevir.
Tam olmuşsun, ehil bir, müzevir.
Söyle, kimden aldın, bu mesleği.
Bulaşır, her laf’ının pisliği.
İnmez, şu balon’unun, şişliği.
Gerçek gibi, söylersin, müzevir.
Ağzımdan, kaçarsa bir kelime,
Düşürürsün, dünya’nın dil’ine.
Sende gidersin, dostunun eline.
Her şeyden, bey habersiz, müzevir,
El dövüşür, sende keyfedersin.
Yapmayın ulan, ayıptır, dersin.
Bir köşe’den, sıvışır, gidersin.
Tam, derviş gibi yürün, müzevir.
Kin ile kalkan, zanla oturun.
Elçi olun, tez haber getirin.
Tüm insanları, yakıp bitirin.
Sen, kan’a doymuyorsun, müzevir.
Biri, dost diye gelse, ev’ine.
Açığını ararsın, döne döne.
Emin diyerek, saklarsın pin’e.
Sonra, alay edersin, müzevir.
Ezan’dan önce, cami’ye kopan,
Akla gelmeyen, işleri yapan.
Toplumda susan, dil’ini kapan.
Giren kol’una, çakan müzevir,
Şer’inen, nerelere gidersin.
Kimlerin, açığını güdersin.
Sofra’mızdan yer, bize edersin.
Biliyoruz, bunları müzevir.
Devir oldu gayrı, senin devrin.
Dünya’nın her yerinde, var yavrun.
Ta, uzay’dan geldi, bana şavrın.
Oraya da, el attın, müzevir.
Ne isten, mezar’daki ölü’den.
Allah’tır, hepimizi soludan.
Paksoy’um, anlar yağan dolu’dan.
Çekil git, içimizden müzevir.
Kayıt Tarihi : 19.1.2010 20:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!