Muzaffer Yalgın Şiirleri - Şair Muzaffer ...

Asıl mesleğim erkek kuaförlüğü emekli olduktan sonra serbest ticaret yapıyor zaman zaman bölgesel motosikletimle gezi yapıyorum

Muzaffer Yalgın

Hayatımdan yalancılar çok şey çaldı. Gidenlerin ardından sadece ağarmış saçlarım kaldı. Ama bir günlük sevdaların peşinden koşmadım. Yalancılara aldandığım doğru. Ama aldanışlara gözyaşı döküşümde doğru ve pişmanlığımda doğru. Öyle doğru ki, istikameti şaşmaz bu yolda düşe kalka yürüsemde, şimdi aşkım doğru. Unuttum desem yalan, unuturum desem yalan. Uzaklara kaçsam yalan. Başkalarını sevdiğim yalan. Sensin içimde, sonsuzluğa kalan bakışlarına kurban olduğum. Evet hep aynı şarkının nakaratlarını tekrarladığım doğru iletişimim eksik, şaşkınlığım doğru. Biliyorum ki tövbelerle, pişmanlıklarla aldığım abdest doğru. En doğruyu anlatan soy doğru. En doğruyu bilen yar doğru. Anladım ki en doğru aşklar götürür aşka doğru. Cahildim, bilemezdim üniversite diplomamla. Ne demek istediğini anlayamadım , kavrayamazdım, ümmi bir peygamberin ümmeti olduğumu anlayana kadar. Farkettiğimde çırpındım, kıvrandım. Deli olduğumu zannettiler. Oysa bir ben biliyorum, birde Allah Azze ve Celle. Bu aşk düşmüştü gönlüme bir kere. Seviyorum ve öyle bağlanmışım ki gözlerine efe'liğim para etmez. Demirin eriyişi gibi gözlerinde eriyorum. Eridikçe şekilleniyorum, yıldız yıldız ağaran saçlarım dalgalandıkça artık mutlu oluyorum. Beğenilmezmişim, horlanırmışım, dışlanırmışım umurumda değil artık. Beni seven sevmiş, adını kalbime yerleştirmiş. Yıllarca yana yana aradığım huzuru vermiş. Sevmese, sevgisinden bir numune misali senin sevgini, muhabbetini düşürmezdi ki gönlüme... Cıvıl cıvıl ötüşen kuşların sesiyle, gençliğimde yaylalarda güttüğüm buzağıların, kuzuların sesiyle, renk renk, dua dua açan dağ lalelerinin renkleriyle, seher vaktinde aşk namelerini konuşan kumruların sevdasıyla, bir o kadar yalın, yörükçesine, hoyratçasına, ötelerin sevdasını koyarmıydı yüreğime, dik başımı indirirmiydi secdeye? Sevmeseydi bükermiydi boynumu kendisine ve artık gönlüm sonsuzluk gemisinde yol alırken yararmıydı denizleri? Şair edasıyla edebiyat parçalamıyorum artık, edepsizliği parçalıyorum. Gizemli hatırasında Nuh a. s. 'ın gemisinde düğün davetiyeleri hazırlıyorum. Sevdiklerim de düğünüme gelsinler diye, sevmediklerimde... Bugün boynu bükük öksüzlerin, yetimlerin düğünü var. Açsın şimdi tomurcuk güller, kandiller yakılsın Ramazan gibi. Yansın gönüller. Sevgilisini bulan garipler, nağme nağme şakıyan bülbüller yüzünü sana döndü. Aç kollarını, bas bağrına sevgili yar. Fakir odasında gülsün, kadrine ersin aşıklar...

Devamını Oku
Muzaffer Yalgın

Gün batarken seni seyrediyorum Bulutun içinde ne işin vardı Rüyamda bile seni görüyorum Zifir karanlıkta gülüşün vardı Güneşi tutmak istedim bir anda Yüreğim kendi ellerimde yandı Kendimi atmak istedim denize Masmavi sular kızıla boyandı Yerdemi göktemi yanayım daha Söyle ey..! güzeller güzeli leyla, Gel ey benim boynu bükük garibim Kimse duymadan görmeden seherde Dermisin sevgimden yoksun değilsin.

Devamını Oku
Muzaffer Yalgın

Bir ilk okul mezunu cahilim
Türkçedir beyim öz ana dilim
Ayrıca üç dil daha bilirim
Şairce yunusca ve yavuzca

Devamını Oku