MUTSUZ SON (FİLM)
Bir ağacı acımasızca dallarından tutup
Kökünden söküp götürmek isteyen
Bir fırtınanın uğultusuna saklanıyorum
Kırılıyor dallar bir bir
Dallar kırıldıkça sırt üstü düşüyorum bende
Sırt üstü bir itburnunun kucağında buluyorum kendimi
Kanla karışık anılar akıyor her yerimden
Yaralarımı sevginle örtmeye çalışıyorum
Sargım kokuşmuş sevda tortusu oluyor
Ve hasret sığınıp bir mikroba kanıma karışıyor
Beni kanser ediyor bu ayrılık
Bu özlem tüketiyor beni…
Rüzgârın götürmek istediği inatçı ağacı sitemkârca
Sen canlandırıyorsun bir serçenin çektiği sinemada
Kırılan dallarsa (umutlarım) sen biliyorsun onu
Anladın işte bak söze ne hacet
Yine kaybedeni ben oynuyorum yazılan bu senaryoda
Yapa yalnız giden rüzgâr olmak bana düşüyor yani
Boş tenekeleri ve kutuları savururken oradan oraya
(O tenekelerin sesleri söylenen şiirler oluyor)
Yitip gidiyor sesi ufukta azar azar
Sonra hiçbir haber alınmıyor
Diyorlar ki o rüzgâr her gece
Zamanın en ıssız noktasında
O ağaç için bu kente geri geliyor
Ve sonra bin bir parçaya bölünmüş
Umutlarıyla boynu bükük geri dönüyor yine
Kim bilir belki doğrudur bu söylence
Beklide bu yüzden böyleyim her gece
Her mevsim biraz daha kırılganlaşıyor gözlerim
Yıllardaki çizgiler biraz daha belirginleşiyor
Kaportacının çırağı oluyor acemice boyuyorum
Yine de kapanmıyor
Seni çarpanlarına ayırıyorum tek tek
Her parçanı bir başka insanda görüyorum
Sonrada seni tek parça haline getiremiyorum
Her biri için bölüyorum şair yüreğimi
Sığındığım rüzgar savuruyor beni
Şiirlerim paramparça asılıp kalıyor
Canlandırdığın ağacın dallarına
İşte bu filmin sonunda…
26.05.207
Yenisu / Silifke
www.akdniz.orgfree.com
Kayıt Tarihi : 19.9.2007 14:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!