Şehre yağmur yağıyordu,kaybetmiştim yönümü.Vurgun yemiştim...
Yağmur getirip getirip vuruyordu saçlarının kokusunu yüzüme,bir de bitmeyen yalnızlığımı.Zehirlenmiş bir sokak köpeği,yorgun bir kırlangıç kanadı,kanayan iflah olmaz bir yara...
Adımı çoktan unutmuştum.
Cevapsızdı sorular,suskunduk..
Düştük.En yaralayıcı haliyle kaybettik yaşama dair ne varsa.Gözlerimizde zamanın yorgun çizgileri.
Hiçkimsenin bilmediği sancılardı içimizdeki.
İstanbul'a yağmur yağıyordu...
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem