'birbirimizi seviyor olmamız yâr
yetmez mutlu olmak için doyasıya'
dünyada katli ferman hâlâ diz boyu
bende hüzün okka okka
boğazımda ürkek ve utangaç düğümü
sevgiye dair sözlerin
istesem de söyleyemem
mutluluk vaatlerimse korkak
ne zaman eserse eteğinde bayram havası rüzgâr
sadece sevinç koşarsa sokaklar
ve yıldız resimleri pencerelerimizde
alabildiğine çelişkisiz
uçurtmalarımız
balonlarımız
ve topacımız çocuksu düşlerimizden
armağan edince çocuklarına dünyanın
artık yanakları elma şekeri tümünün
gözleri gül bahçesi
işte o zaman
işte o zaman yâr
hiç yalansız gecelere yatınca akşamlar
hiç avutulmamış sabahlara uyandığın da aydınlık
düşümüzün ortasında yokmuş silahlar
durmuş savaşlar
kırılmış balta
kurtulmuş son ağaçta
uçsuz bucaksız ormanlar kapı önlerimizde
elbirliği ile ekilmiş buğday
öğütülmüş un elbirliği ile
adaletli ve kardeşcesine
paylaşılmış ekmek
hiç yalan katmadan aşımıza
yalnızca insanlık adına
II
fırıncının camekanında gözü tok bir afrika
kurumuş malarya mikrobu mesela
bizim hasan
bizim hüseyin
bizim inekte dörtköşe mutluluktan
yavrusu askerde ölmeyen ayşenin
peren yıldızı saçlarında
lügatıysa şehit ne, teskere ne?
bilememiş hatta
greve durunca...
karıncaya kıyamayan panzerler
artık yollarda
yollarsa aşka
ve tuz gölü kıyısında rahel ana
bir tepsi baklava ak pak bir sofradan
sununca komşusu fatimaya
oğulları filistin ve israil
dilleri barış türküsü
elleri kardeş
oynadıkları oyunun adı da değilmiş yakarca
bir de ırağımın kafasında
türemiş o biti
kaç zamandır dağın
taşın
ve hurma dallarının katili
o kan emici jankinin
kırdık mı belini
getirdik mi yola
işte o zaman yâr
serabımız gerçek çölümüz vadi...
Ağustos 2004
Nisan 2007
Kayıt Tarihi : 8.5.2007 12:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!