Ömürlük sevdalar vardır; nice limanları bünyesinde barındıran. Bazen liman sahipsiz kalır. Bazende sahip olanlar limanı ağırlar; mutlu ve eşsiz birlikteliklerine. Hani tükenmez kalemle yazarsın bir kağıdın en temiz haline, o güzel ve eşsiz insanı. Oysaki o kağıda yazılması muhtemel birçok sözcük ve binlerce harf vardır. Hep öyle değil midir?
Evet ömürlük sevdalar vardır; sen gibi ama asla sana benzeyemeyecek kadar tarifsiz. Hem nasıl benzeyebilir ki? Bu bir, kelimelerin intiharı, benzetmelerin beceriksizliği olur! Kelimelerin bile sana yeltenemediği bir benzetme nasıl düşünülebilir hem? Sen benim ömürlük sevdam olarak bütün sayfalarımda yer alacak en nadide insan! Gelişin toprağa su, doğaya güneş, çiçeğe renk misali deva ve ömrüme güzellik kattı...
Aşkın, aheste ahestesi olmaz; bu ne büyük gafil aht,
Varlığınla verdiğin mutluluk, aksi buhran, aksi ne kara baht,
Simâna aşina olan yüreğimdir, oturduğun ne güzel taht?
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman