Bu günkü yazımı mutluluğa ayırdım. Kimileri mutluluğu maddi alanda, kimileri manevi alanda, kimileri ise hem maddi hem manevi alanda edinilebilecek bir ruhsal hal olarak ele almışlardır. Kişiden kişiye değişse de, “mutluluk” olmazsa olmazımızdır. Küçük şeylerden mutlu olmasını bildiğimiz gibi, bazen de hayallerimizin peşinden koştuğumuz bir ütopyadır mutluluk. Bir Budizm sözü mutluluk konusunda şunu der: “Bütün mutsuz olanlar, yalnız kendi mutlulukları peşinde koşanlardır. Bütün mutlu olanlar ise başkalarının mutlu olması için çalışanlardır.”
Mutluluk bazen bir kuşun kanadındaki özgürlüktür. Kelimelerin sihirli gücü olsa da, ışıl ışıl bakan gözlerden daha etkili değillerdir. Gözlerdeki parıltıyı yakalayabilmektir mutluluk. Aç bir hayvanın karnının doyduktan sonraki bakışlarındadır mutluluk. Bir yetimin başının okşanmasından duyduğu heyecandır. Kimsesiz garip gurebanın temel ihtiyaçlarının karşılanması sonrası duyulan sevinçtir mutluluk. Sonsuz gibi görünen ancak sınırlı olan temel ihtiyaçlarımızı karşıladığımızdaki ruh halimizdir mutluluk. Bir hasta için umuttur, duadır, sabırdır, şifadır mutluluk. Bir anne için özverinin, çilekeşliğin semeresini almak, bir bebek için anne sıcaklığını hissetmektir. Bir çocuk için yeni oyuncaklara sahip olma duygusudur mutluluk. Bir öğretmen için, öğrencilerinin başarılarını gördükçe sevinmek ve gurur duymaktır. Bir yönetici için başarılarının artması, iş çevresinde bulunan kişilerle olumlu diyaloglar içinde olmasıdır. Bir Allah dostu için nefsini terbiye etmek ve Allah’ın rızasını kazanmak ve yaratana ulaşmak isteğidir. Bir iş adamı için işyerinin genişlemesi, servetinin büyümesidir mutluluk. Bir baba için evlatlarının topluma yararlı ve örnek vatandaşlar olarak yetişmesinden duyduğu sevinçtir. Yeni evlenen çiftin gözlerinden okunan büyülü bir atmosferdir mutluluk. Şair için ilham kaynağı, sevgili için vuslatın diğer adıdır mutluluk.
Mutluluk konusunda, şair için de ilham kaynağıdır dedim de, konumuzla bağlantısı olması bakımından yazmış olduğum “Mutluluk Dediğin “ isimli şiirim geldi aklıma. Siz değerli dostlarımla paylaşmak istedim.
Dostça ve sağlıcakla kalınız, mutluluklar her daim sizlerle olsun.
Mutluluk Dediğin...
Biraz hüzün, biraz neşe,
Biraz kül, biraz ateş.
Biraz yağmur, biraz güneş
Karıştırıyorum hepsinden birkaç ölçek.
Alın işte, size mutluluk reçetem.
Yarına çıkmaya senedim olmasa da,
Koyuyorum sepete.
Pembe hayallerime matem bulaşsa da
Umutlarım bir bir kırılsa da,
Kanıma ekmek doğransa da,
Yine de inadına gülümsüyorum hayata.
Koca alemde bir varmışım, bir yokmuşum.
Gerisi hikaye...
Kalabalıklar arasındayken bile yalnız kalırmış insan.
Biliyorum ki, bir başka “ben” yok alemde.
Mutluluk bazen, avuçlarımda rengarenk bir kelebek oluverir,
Sevgiyle konduğunda omuzlarıma,
Sanki çiçek açar kollarım.
Hiç bitmesin derim bu rüya.
Bazen de en hesapsız zamanlarda,
Tomurcuklarıma don vurur.
Bilirim, kelebeklerin de ömürleri az olur.
Mutluluk bazen, avuçlarımda sırçadan bir kuş oluverir
Dokunsam, kanatları kopacak.
Dokunmasam, pır diye uçup gözden kaybolacak.
Bir kısır döngüdür bu çaresi olmayan…
Mutluluk bazen avuçlarımda kavurucu bir ateş oluverir
Önce yüreğim yanar,
Hafiften hafiften sarar tüm bedenimi.
Sonra da çaresizlik içinde, şaşırırım hedefimi.
Mutluluk bazen, kaf dağının ardındaki sis perdesi oluverir,
Çoğu zaman parçalı bulutludur,
Güneş açsa bile yüreğimi zor ısıtır
Bazen de, sağanak yağmur olur,
Yağar hayallerimin üzerine.
Kimi zaman da lapa lapa kar oluverir,
Üşütür yüreğimi.
Şubat karlarım, ancak temmuzda erir.
Mutluluk dediğin, topu topu birkaç nefeslik,,,
Sonrası ise, bilinmeyen sessizlik,,,
Vecdi Murat SOYDAN
Vecdi Murat SoydanKayıt Tarihi : 25.3.2011 16:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)