Yine bir kapı aralayacağız…Aralanan kaçıncı kapı olursa olsun her seferinde elimizde kalanların gittikçe eksildiğini, tutunduğumuz ulu ağaçların yerinde olmadığını bilsek de bize tutunanların varlığı ile aralanan kapıdan sızan ışığa yöneliriz…
Kapı açıldığında …Her biri birer bebek olan onlar,ellerimizde doğmaya hazırdırlar… Ömürleri, dünyamızın çevresinde bir dönüşü kadar.…. Kiminde gökyüzünde görkemli yüzü güneşe tam dönük.. kiminde de bize bakan yüzü güneşi sırtına almış dolanırken çevremizde. her bir turunu tamamladığında birer birer ellerimizden kayar gider….
Bazen…..
Notlar düşer, altını çizeriz. kimi hüzün kimi sevinç barındırırken,dinmez sandığımız acılar sığar bazı tarihlere
……/……/………. Boşluklara dolan sayıların kimi için bir anlamı yokken kimi için belki bir dönüm noktasıdır yaşamların….. Ya bir başlangıç yada bir son dur.... Ortadaki boşluğa yerleşecek 12 bebek rüzgarlar taşır, güneşi bulutlarla perdeler ya da perdeleri sonuna kadar açarlar. Oyuncaklarını ellerine verdiğimiz ve habire ellerinden düşürenler … sonunda devredeler bir başka doğana…. Hep birlikte gelirler, birer birer terk ederler..
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman