MUTLU YAYLASINDA MUTLULUK
Mutlu Yaylası..
Adından da anlaşıldığı gibi mutluluk diyarı idi sanki bizim için.. Ben ve emmioğlumla beraber çocukluğumuzun büyük bir bölümü ve en güzel yılları burada geçmişti.. Hey gidi günler hey..ilkokul ve ortaokul yılları.. Karnelerimizi alır almaz çantamızı ve önlüklerimizi attığımız gibi düşerdik tozlu topraklı yayla yollarına.. Bizler Aziz Dayının torunlarıydık ve bizler o yaylanın çocuklarıydık gitmemiz lazımdı.. Her zaman da yürüyerek gitmezdik tabi.. bazen bir eşeğin heybesinde bazen de bir traktör remorkunda... Nasıl gittiğimiz çokta önemli değildi zaten önemli olan yaylaya gidebilmekti..
Giderdik yaylaya bir eşeğin heybesinde
Çocukken bilyeler şakırdı cebimizde
Emmioğlu vardır şarkıların bile sesinde
Gel o şarkıyı beraber söyleyelim emmioğlu...
Mutlu yaylası, iki dağın arasında yemyeşil,doğayla içiçe kainatın cennet mekanlarından bir yerdi..yaz ayları öyle yeşildi ki sanki sanatkar en güzel fırça darbelerini kullanarak çizmişti bu manzara resmini bizim için.Ah o yemyeşil düzlükler.. Keşke o zamanlar bir topumuz olsaydı da koşturabilseydik o yemyeşil düzlükte.. Ama o zmanki yoklukta topu nerden bulasın.. Top olsada adam olmazdı zaten.. Düşünüyorumda o bile bize yokluk geliyordu, peki ya bizlerden öncesi babalarımız, dedelerimiz, onların dedeleri vs.nasılda o yoklukla mücadale edebilmişlerdi?
O zamanlarda yaylada 5-6 aile vardı. Biz (dedemler, emmimler ve biz) , annannemler(Topak Hacı) , Cırıklar, Kör Ramazanlar ve Koyuncular vardı yanlış hatırlamıyorsam.. Ama oradaki insanların o kadar güzel ilişkileri vardı ki birbirleriyle fazla kişiyide kimse gerek duymuyordu... Onlar o kadar kişiyle mutluydular.. Öyle mutluyduk işte o şirin yaylamızda..
Çocukluk zamanlarımızda her yaz tatilimiz orda geçti. o zmanlar oyuncaklarımız bile yoktu.. Yaylada en iyi oyuncaklarımız pillerdi bizim.. Evet o bilidikimiz basit piller... Yaylamızın ortasındaki rampadan yuvarlardık onları.. Kendi kendimize oynardık işte onlarla.. Hatta bazı zamanlar bir madencinin cevheri araması gibi pillerin içindeki kömür gbi şeyi çıkartmak için az uğraşlar vermezdik.. İnanın ellerimiz kapkara olurdu. ama çıkartınca hem vakit geçmiş olurdu hemde merakımız giderdi.. Ve herseye değerdi işte...
O yıllarda çocuktuk ve elimzideki imkanlarla eglenmesini biliyorduk.. Eglenmek zorundaydık.. Bir şekilde Polyanacılık oynayabiliyorduk aslında.. mutlu olabiliyorduk küçük şeylerle. Mesela bazı zmanlar çamurdan şekiller yapardık.. Önce topragı çamur haline getirir sonra uygun kıvama gelince ona şekiller verirdik.. kendimize bir nevi yeni oyuncaklar imal ederdik.. o kadar mutlu olurduk kii sanki hepimiz ünlü bir heykeltraşızda en güzel eserlerimizi sergiliyormuşcasına sevinirdik.ah o zmanlar...
Çocukken hakikaten hersey daha güzeldi yaylamızda.. ne oyunalr oynardık o zmanlarda.. hele 5 kg lık zeytinyağı tenekelerine 4 şişe kapağı geçirip önünden de iple çektik miydi bziden mutlu olamazdı heralde.kendi arabalarımız olurdu her birimizin. kimimiz kamyoncu kimimiz taksici kimimizde traktör söforu olurduk iguya... Buldugumuz tenekelere göre olurdu bu iş dağılımı..
Bizim yayladaki evimizin yanında bir dağan agacımız vardı.. o dağan agacı bizim herseyimizdi sanki.. bazı zmanalr altında kahvaltı yapar, bazen üstünde sohbet eder, bazı anlar saklambaç oynar bazende aglama duvarımız olurdu bazense ayışıgında dağan agacımızın altında radyo dinlerdik vs.vs. bizim dağan agacımızda masal agacları gibiydi sankii.. koskocamn dalları yemyeşil yaprakları, iri gövdesi vardı.. Hatta bu iri gövdesinin içi oyuktu.. yani agaca içindende çıkılarbilirdi pekala. saklambaç oynadığımız bazı zmanlar herkes bu oyuga saklanırdı.. o yüzden pek zevkl almazdık saklambac oyunundan... Dağan agacı bile o zamanlarda bizden biriydi sanki bziim dostumuzdu, çocukluk arkadaşımızdı..
Şimdilerde görüyorumda bazen dağan agacımızın o yeşil yaprakları dökülmüş, o koca dalları çürümüş o heybetli görüntüsünden eser kalmamış.. Çocukluk arkadaşımız da yıllara yenik düşmüş... Tıpkı bizim gibi oda dağılmış....
Kayıt Tarihi : 13.3.2012 22:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!